MİRAC

İSRA - MİRAÇ MUCİZESİ

“Kendisine ayetlerinden bir kısmını göstermek üzere kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiği Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsra, 17/1)

Peygamber Efendimiz (as)’in isra ve miraç mucizesi Mekke devrinin 11. yılında recep ayının 27. gecesi gerçekleşmiştir. İsra gece yolculuğu ve gece yürüyüşü, miraç ise yükseğe çıkma, yükselme aleti demektir. Bu büyük mucize, semalarda ve yüce makamlarda cereyan ettiği için isra ve miraç denmiştir.

Peygamberimiz (sas)’in Mekke’deki Mescid-i Haram’dan Kudüs’e olan yolculuğu, yazımızın başında mealini zikrettiğimiz İsra Suresi’nin 1.ayetiyle sabittir. Mescid-i Aksa’dan semalara ve yüce makamlara yükselişi ise Peygamberimiz (sas)’den nakledilen hadislerden anlamaktayız. Bu hadise özetle şu şekilde gerçekleşmiştir:

Peygamber Efendimiz (sas) Kâbe’nin “hatim” denilen kısmında iken Cebrail (as)’in getirdiği “Burak” denilen bineğe binerek Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya gelip burada namaz kılmıştır. Buradan da miraç denilen alete  binerek semalara yükselmiştir. Birinci semada Hz. Âdem (as), ikinci semada Hz. Yahya (as) ve Hz. İsa (as), üçüncü semada Hz. Yusuf (as), dördüncü semada Hz. İdris (as), beşinci semada Hz. Harun (as), altıncı semada Hz. Musa (as) ve yedinci semada da Hz. İbrahim (as) ile görüşen ve tebrik edilen Peygamber Efendimiz (sas), daha sonra Sidretül Münteha’ya yükseltildi.

Değerli okuyucular

Mekândan münezzeh olan Allah Teâlâ ile Kur’ân-ı Kerim’de “âlemlere rahmet” olarak gönderildiğini bildirilen Hz. Muhammed (sas) arasında insan idrakinin kavramaktan âciz olduğu bir şekilde gerçekleşen bu buluşmayı, buluşma sırasında geçtiği rivayet edilen ve namazların ikinci ve dördüncü rekatlarında okuduğumuz “Et-tehiyyâtü” duasıyla ifade bulan diyalogla sürekli olarak hatırlamaktayız. Bu duanın meali şöyledir: “Dil, beden ve mal ile olan ibadetlerin hepsi, yalnız Allah’adır. Ey mertebesi yüce olan Nebi Muhammed! Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sana olsun! Selam ve selametlik bizim üzerimize ve Allah’ın iyi kullarına olsun! Şahadet ederim ki: Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve yine şahadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.”

Bu makamda Peygamberimiz (sas)’e nice âlemler gösterildi. Allah Teâlâ kuluna vahyedeceğini  vasıtasız vahyetti. Bu buluşmada Peygamber Efendimiz (as)’e 3 şey verildi. Bunlardan birincisi beş vakit namaz farz kılınması, ikincisi Bakara Suresi’nin son 2 ayeti vahyedilmesi, üçüncüsü de Hz. Muhammed (sas)’in ümmetinden şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi verilmesidir. (Müslim, Hadis No: 173-279)

Bu gece münasebetiyle, Miraç olayının öncesinde ve sonrasında Peygamberimiz (sas) ve ashabının tevhit mücadelesi uğrunda katlandıkları eziyetler ve sıkıntılar hatırlanmalı, örnek hayatı anlaşılmalı, anlatılmalı, sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya özel bir önem verilmelidir. Bu geceye ait özel bir ibadet  namaz olmamakla birlikte bol bol namaz kılınmalı, Kur’an tilaveti, zikir, tespih ve istiğfarla gecenin feyzinden yararlanılmaya çalışılmalıdır.

Değerli okuyucular

Bu vesileyle 29 Temmuz'u 30 Temmuz'a bağlayan Salı akşamı idrak edeceğimizi kandilinizi tebrik ediyor ve yazımı, Miraç gecesinde Peygamberimiz (sas)’e hediye verilen, yatsı namazından sonra okunması çok sevap olan Bakara Suresi’nin son iki ayetiyle bitiriyorum:

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır. “Allah bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakara:, 2/285-286)

Önceki ve Sonraki Yazılar