Türkmen Akçaabat'ı Anlattı
Akçaabat Belediye Başkanı Türkmen "Akçaabat artık insanların mutlu olarak yaşayabileceği bir şehir haline geldi” dedi.
Üç dönem üst üste Akçaabat Belediye Başkanlığı görevini sürdüren Şefik Türkmen, göreve geldiklerinde Akçaabat’ta çok büyük bir karmaşa ve başıbozukluk olduğunu kaydederek, “Akçaabat kötü şehirleşmeye örnek bir yerdi. Belki de Türkiye’de başka örneği olmayan uygulamalar yaptık ve bugünlere geldik. Şimdi Akçaabat örnek gösterilmektedir. Akçaabat artık insanların mutlu olarak yaşayabileceği bir şehir haline geldi” dedi.
Röportaj: Fatma YAVUZ
BELDELERİ MAHALLEMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ
Akçaabat, Trabzon’un en büyük ilçesidir. Sadece Akçaabat belediyesinin nüfusu 37 bin. Belediye sınırlarımızın hemen bitişiğinde belde belediyeleri başlıyor. Dolayısıyla Trabzon’un ilçeleri içerisinde en çok belde belediyesi olan ilçe Akçaabat’tır. 6 belde sahil boyu, 8 belde ise arka taraftan olmak üzere 14 belde belediyemiz var. Belediyeler birbiriyle sınır olduğu için Akçaabat’ın şehir nüfusunu 37 bin olarak düşünmemek gerekiyor. Akçaabat’ın hemen bitişiğindeki yer alan 6 belde belediyesini de Akçaabat’ın mahallesi gibi düşünmek lazım. Tabii ki o belediyelerin ayrı bir tüzel kişilikleri var ama irtibat olarak Akçaabat’ın herhangi bir mahallesiyle farklı değil. Dolayısıyla bütün bunları göz önüne alarak düşündüğümüz zaman Akçaabat’ta 70 bin civarında bir nüfus ortaya çıkıyor, olaya öyle bakmak lazım.
TRABZON BÜYÜYOR İLÇELER GELİŞİYOR
1980’den sonra 1995 yılına kadar süren bir belediye kurulma furyası olmuştu; o arada birçok belediye kuruldu. Akçaabat belediyesinin mücavir alanlarının köy tüzel kişilikleri devam ettiği için belediyeye dahil değildi. Mücavir alanlar imar yönünden belediyelere bağlı ama nüfusları ayrıdır. Bu mücavir alanlara o dönemlerde çok sayıda belediye kuruldu. Bu durum Akçaabat ve Trabzon merkez belediyesi için bir şansızlıktır. Çünkü Trabzon veya Akçaabat büyüyor hemen bitişiğindeki bir başka yer gelişiyor. Örneğin Trabzon büyüyor, hemen bitişiğindeki Çukurçayır ve Kaşüstü gelişiyor. Trabzon büyüdüğü için Pelitli, Yalıncak gelişiyor. Akçaabat büyüdüğü için bitişiğindeki beldeler gelişiyor. Ben bu belde belediyelerin birleştirilmesi gerektiği görüşünü savunuyorum.
ÖZEL BİR DÜZENLEME YAPILMALIDIR!
Trabzon Belediyesi’nin de daha geniş bir alana hitap edecek şekilde yeniden bir kanun düzenlemesi yapılması gerekiyor. Trabzon Büyükşehir olma fırsatını kaçırmıştır. Bir yerin Büyükşehir olabilmesi için kanuna göre; en az 750 bin nüfusa sahip olması gerekiyor. Trabzon bu kritere uymuyor. Çevresinde bulunan bütün belde belediyelerini de topladığınızda, yani Arsin’den, Mersin’e kadar olan ilçelerle birlikte Trabzon’un tahmini nüfusu 450 bin kadardır. Bu sayı da Büyükşehir olmaya yetmiyor. Ama Büyükşehir olmadan da özel bir yasayla bunları düzenlemek mümkündür. Denizli için böyle bir yasa çıkarıldı. Denizli’nin etrafındaki 20 belde belediyesi Denizli belediyesine bağlandı. Trabzon için de böyle özel bir kanun çıkarılabilir. Trabzon’un gelecekte daha sağlıklı büyüyebilmesi, imar yönünden daha düzgün olabilmesi için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Trabzon’u bir milyonluk bir şehir olarak düşünmek lazım, Trabzon bu bölgenin merkezidir, bu merkezi konumunun devam etmesi gerekiyor. Güney çevre yolunun mutlaka yapılması gerekiyor, transit yolu şehrin içerisinden çıkartılıp arka kesimlere aktarmak ve şehrin arkaya doğru gelişmesini sağlamak lazım. Bu arada Akçaabat ve bitişik olan Arsin’den Mersin’e kadar olan ilçeler de böyle bir statü ile Trabzon Büyükşehir kapsamına alınabilir. Biz Akçaabat belediyesi olarak, ‘kimseyle ilişkilendirilmeyelim’ şeklinde bir düşünce içerisinde değiliz. Önemli olan bu bölgenin düzgün şehirleşmesidir.
HER BELEDİYE AYRI UYGULAMA YAPIYOR
Şehirleşme devam ediyor, hala boş yerler var ama kopukluklar da var. Her belediye işini ayrı yapıyor. Örneğin Akçaabat’ın yoğun yerleşimi olan arka tarafında, 1994 yılında yapılan bir plana göre 20 metre genişliğinde Trabzon’daki tanjant yolu gibi bir yol öngörülmüştü. Şimdi bu yol karayolları ağına alındı biz de imar uygulamalarına başlıyoruz. Ama Akçaabat’ta planlanan bu yol Kavaklı’da bitiyor. Çünkü Kavaklı belediyesinin ayrı bir planı var. Kavaklı belediyesi o yolu imar planına koymadı. Dolayısıyla Kavaklı’nın bitişiğindeki Darıca belediyesinde de bu yol yok. Akçaabat’ın arka tarafından geçen bu yol Kavaklı sınırına gelince bitiyor ve sahile bağlanması gerekiyor. Halbuki doğru olan bu yolun Kavaklı ve Darıca’da da devam etmesidir. Doğru olan bu yolun Söğütlü, Yıldızlı tarafında da devam etmesidir. Bu yol da tanjant gibi bir şehir içi yoludur. Sadece Akçaabat’ı konuşursak eksik olur, belediyelerin ihtiyacını ayrı ayrı düşünerek bölgeyi planlamak mümkün değildir. Biz bunu sadece imar yönünden söyledik ama diğer konularda da bu böyledir. Örneğin, Akçaabat Belediyesinin kanalizasyon hatlarının bir bölümü mecburen Söğütlü tarafına gitmektedir. Söğütlü ile Yıldızlı’nın müşterek kanalizasyon tesisleri var. Sular da Atasu’dan geldiği için müşterek. Bu da bir birlikteliğe gitmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu proje bölge için çok önemlidir, bence bu düzenleme yapılmalıdır. Bunu kim yaparsa büyük iş başarır.
BELEDİYE KONUSUNDA 20 YILLIK TECRÜBE
Akçaabat belediye başkanlığı görevini 1994 yılından bu tarafa 3 dönemdir aralıksız sürdürüyorum. 15’inci yılın yarısına doğru gidiyoruz. Göreve geldiğimde Akçaabat kötü şehirleşmeye örnek bir yerdi ama bugün iyiye, güzele örnek gösteriliyor. Belediye başkanı olmadan önce İller Bankasına sıra mühendisi olarak girdim, başmühendis ve şube müdürü görevlerinde bulundum. Daha sonra İller bankasından Bölge Müdür Yardımcısı olarak ayrıldım. İdarecilik tecrübem vardı. İller Bankası'nda belediyelerle ilgili olarak çalışıyorduk. Yani belediye başkanı olmadan önce 20 yıl yine belediyelerle ilgili olarak çalıştım. O zamanlar 6 vilayete bakıyorduk. Bu 6 vilayet içerisinde bulunan bütün belediyelere gittik, çalışmalar yaptık. Belediye başkanı olmadan belediyecilik konusunda bilgi sahibi oldum.
AKÇAABAT’TA İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRDİK
Belediye Başkanları çok dengeli hareket eden insanlar olmalıdır. Yani adaletli olacaklar ve hiçbir ayrım yapmayacaklar. Yaptıkları işleri hesaplı kitaplı yapacaklar. Yapılan işler projeye dayanacak. Göreve geldiğimde Akçaabat’ta çok büyük bir karmaşa ve başıbozukluk vardı. Benden önceki son 5 sene hiç vergi verilmemiş, sigorta ödenmemiş. Devletle ilgi olan hiçbir ödeme yapılmamış hepsi birikmişti. Çalışanların son 8 aylık maaşları ödenmemiş. 156 kadrosu olmasına rağmen 402 kişi personel olarak çalıştıran bir belediye devraldım. Akçaabat’ta yapılaşma kontrolden çıkmış, isteyen istediği yükseklikte, istediği gibi binalar yapıyor ve ruhsat alıyordu. Böyle devralınan bir şehri ve özellikle imar meselesini kontrol altına almak gerekiyordu. Bunları yapmak çok kolay bir iş değildi. Başarılı olabilmeniz, bütün bu sorunların altından kalkabilmeniz için çok disiplinli, bilgili, birikimli ve dengeli olmanız gerekiyordu. Yoksa her şey birbirine karışabilirdi. Göreve geldiğimde ilk olarak imara aykırı olarak verilen ruhsatları iptal ettim. Kat azaltmasına gittim. Bu uygulamanın Türkiye’de belki de başka örneği yoktur. Biz bu şartlarda başladık ve bugünlere de böyle geldik. Şimdi Akçaabat örnek gösterilmektedir. Akçaabat Belediyesi olarak yaptığımız birçok çalışmamız örnek teşkil etmektedir.
BİR TANE ÇAY BAHÇESİ VARDI
Sahil parklarında ilk defa Akçaabat Belediyesinde onaylı projelere dayalı çalışmalar yapıldı. Projelerimizi Bayındırlık Bakanlığında tasdik ettirdik. Kıyı projeleri olarak Türkiye’de ilk tasdik edilen projeler bizim projelerimizdir. Bir de İzmir belediyesinin böyle bir çalışması oldu. Pek çok şehirde deniz dolguları yapılan alanlara kömür, kum, çakıl depoları kurulmuştur. Ne kadar kirletici, kötü yapılaşma varsa bu tür yerlerde yapılmıştır. Ama Akçaabat Belediyesi olarak sahilde böyle şeylere müsaade etmedik. Hazırladığımız proje doğrultusunda dolguya devam ettik. Bir taraftan da parklarımızı yaptık, yürüyüş alanlar, lokantalar, çay bahçeleri yapıldı. Göreve geldiğimizde Akçaabat’ta bir tane çay bahçesi vardı o da kaymakamlığın bahçesinde etrafı duvarlarla çevrili bir yerdi. Bugün Akçaabatlıların aileleriyle oturup çay içebileceği, eğlenebileceği o kadar çok alternatifi var ki. Akçaabat artık insanların mutlu olarak yaşayabileceği bir şehir haline geldi.
KURNAZCA SÖYLEMLER VAR
Akçaabat Belediyesi olarak altyapı çalışmalarına 1995 yılında başladık, bütün caddelerin altını üstüne getirdik. 2000 yılına kadar bu altyapı çalışmaları devam etti. Kanalizasyon, su, elektrik kabloları yeraltına alındı. Bu bölgede ilk defa TEDAŞ ile iş birliği yaparak Akçaabat şehir merkezinin kablolarını biz yeraltına aldık. Göreve geldiğim yıllarda Akçaabat’ta 300 metreküplük su deposu vardı. Şuanda 5000 metreküp su deposuna sahibiz. Akçaabatlı yıllardır su kesintisi yaşamıyor. Bazen insanlar propaganda yapıyor ve diyorlar ki; ‘Başkan daha çok sahile yatırım yaptı, arkalara çok bakmadı.’ Bu kurnazca bir söylemdir. Dışarıdan gelen insanlar sahil kısmında dolaştığı ve arkaları pek görmedikleri düşüncesiyle bunlar söylenmektedir. Halbuki biz sahilde yaptığımız çalışmalara paralel olarak şehrin arka taraflarında da çok büyük çalışmalar yaptık. Akçaabat’ın tepelerine kadar yollar parke ve asfalt yapılmıştır. Belediyenin imkanlarını en iyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Bizim tek derdimiz insanımızın mutlu olmasıdır, Akçaabatlıların mutluluğu için çalışıyoruz.
HENÜZ KARAR VERMEDİM
Ben Anavatan partisinden belediye başkanı seçildim ve 15 yıldır aynı şekilde bu görevi sürdürüyorum. Önümüzdeki seçimlerde de Anavatan partisinden tekrar aday olabilirim benim için bir sıkıntı yok. Siyasette her şey konuşulur. Basında da bazı şeyler yazılıyor, ama benim düşüncemde şuanda hiçbir değişiklik yok. Belediye başkanlığına tekrar aday olup olmayacağım konusunu şimdiden konuşmayı doğru bulmuyorum. Şu anda Akçaabat belediye başkanı olarak görevimin başındayım. Her şeyin bir zamanı var, yasal süre içerisinde kararımı vereceğim. Benim için Akçaabat’taki seçmenimin düşüncesi çok önemlidir. Seçmenlerimiz bizden memnundur. Trabzon Belediyesiyle ilişkilerimiz gayet iyi, yeri geldiğinde yardımlaşıyoruz. Bütün belediyelerle ilişkilerim oldukça iyidir. Ben siyaseten bilenmiş bir adam değilim, sivri bir adam değilim. İnsanlarla ilişkilerimi hep normal seviyede tutarım.
EN BÜYÜK SORUN İŞSİZLİK
Sadece Akçaabat için değil bölgemiz için en büyük sorun işsizliktir. Şehrinizi süsleyebilirsiniz, çok güzel bir yer haline getirebilirsiniz ama orada yaşayan insanlara iş imkanı sunamıyorsanız o zaman sıkıntılar ortaya çıkar. İnsanlarımızın gerçek gündemi iştir, aştır, geçim sıkıntısıdır. Bölgemiz göç vermektedir, Akçaabat’tan da göç edenler var ama Akçaabat şehir olarak çevresinden de göç alan bir yerdir. Akçaabat’taki insanlara aş bulacak işlere öncelik vermek gerekiyor. Bana göre kısa vadede işsizliğe çare olacak sektör turizm sektörüdür. Bu bölgede turizme çok önem vermek lazım, Dünya ve Türkiye’nin başka yerlerindeki insanlar televizyonlardan bölgemizi izliyor ve hayran kalıyorlar. Buralara gelip görmek istiyorlar. Ama bizim turizm altyapımız henüz yeterli değil. İnsanlar belki güneş için Güney’e gidiyor ama yayla turizmi, tarih turizmi, inanç turizmi için buralara geliyor.
TURİZMİN GELİŞMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Burada herkese görev düşmektedir. Biz de üzerimize düşen görevi yapıyoruz. Akçaabat Orta mahallenin yeniden canlandırılması için çalışmalarımız devam ediyor. Şehrin arka kısmında kalan Sivriburun tepesinde kamulaştırma çalışmalarını yaptık ve alanı düzenliyoruz. 715 metre yüksekliğinde olan Sivriburun tepesinden her tarafı çok rahat görebiliyorsunuz. Çok güzel bir manzarası var. Bu tepeyi turizmin hizmetine açmak için çalışmalarımız devam ediyor. Bölgemize gelen turistlerin buralarda daha fazla kalmaları için onlara bir şeyler sunmanız lazım. Bizim her gün görüp kanıksadığımız yerler dışarıdan gelen insanlar için çok ilgi çekicidir. Biz Akçaabat’ı tanıtmak için bütün imkanlarımızı kullanıyoruz. Uluslararası Akçaabat Müzik ve Halkoyunları Festivalinin bu yıl 18’incisini düzenledik. Festivallerin birçok amacı vardır, bu tür etkinlikler insanların kaynaşmasını, birlik ve beraberliğini sağlıyor. Bu çok önemlidir. Bu kaynaşmayı yurdun başka şehirleriyle yapmak ve mümkün olduğu kadar Dünya’nın başka ülkeleriyle de bu kaynaşmayı sağlamak gerekiyor. Bunlar en önemli amaçlarımız ama bu arada da eğlenmek gerekiyor. İnsanlarımızın eğlenmeye ihtiyacı var. Akçaabat’ta 3 gün boyunca gece gündüz, insanlarımız, yabancı ülkelerden gelen insanlar bir oldular, kaynaştılar. Dünya barışı böyle sağlanır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.