KORK...

GEDİKLİ İKİ SIRA YÜKSELDİ

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu'ndan istifa eden Sakarya Milletvekili Şaban Dişli'nin yerine de atama yaptı.

Erdoğan, Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine Dişli'nin yerine partisininin ekonomi kurmaylarından olan Akçaabatlı hemşehrimiz İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli'yi getirdi.

AK Parti Kurucular Kurulu’nda yer almasının yanı sıra aynı zamanda Merkez Karar ve Yürütme Kurulu Üyesi de olan Gedikli, 2002 yılı Genel Seçimleri'nde Ankara Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmişti. AK Parti'nin kuruluşundan bu yana Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yürüten Dr. Gedikli, böylece parti protokolünde 11'inci sıradan 9'uncu sıraya yükselmiş oldu.

Ekonomi alanında doktorası da bulunan Bülent Gedikli'ye yeni görevinde başarılar diliyorum.

DEMOKRASİDEN ANLAMAYAN YÖNETİCİLERE AŞİNA DEĞİLİZ

 

İki hafta önce Türkiye Cumhuriyeti'nin 85'inci kuruluş yıldönümünü kutlamıştık.

Cumhuriyetin erdemlerinden sıkça bahsetmiş ancak demokratikleşme yolunda daha birçok adım atmamız gerektiğini de dile getirmiştik.

Çünkü ne hikmetse bizim kendimize özgü bir demokrasi anlayışımız var. Çoğu zaman bu anlayışı demokrasiyle de bağdaştırmak mümkün olmuyor ya, neyse.

Bu bağdaşmazlıklardan birine daha geçtiğimiz hafta şahit olduk.

Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından imzalanan bir protokol uyarınca 2004-2005 Eğitim Öğretim Yılı’ndan bu yana uygulamada olan “Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri” isimli proje kapsamında, İlçe Öğrenci Meclisi geçtiğimiz hafta toplandı.

Daha önce okullarında seçim yarışına giren ve bu yarışı kazanan 63 okul temsilcisinden 58'inin hazır bulunduğu toplantının gündeminde demokrasinin ruhuna en uygun unsurlardan biri olan seçim de vardı.

Seçim demokrasinin “olmazsa olmaz” şartlarından biri ama böyle seçim de “olmaz olsun” demek zorunda kaldık yapılan seçimi takip edince.

Salonda 63 okul başkanından 58'i hazır bulundu. Seçimde ise kullanılan oy sayısı 126.

Evet, yanlış okumadınız. Herkesin bir oy hakkı olduğu seçimde 58 kişi oy kullanıyor ve adaylar 126 oy alıyor.

İşte bizim demokrasimiz böyle.

Konuyla ilgili olarak hazırlanan Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Yönergesi”nin seçimleri düzenleyen 7. maddesi “Seçimler, gizli, serbest, eşit, tek dereceli ve genel oy esaslarına göre yapılır. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması açık olarak gerçekleştirilir.” diyor.

“Öğrenci Meclislerinin Oluşturulmasına İlişkin Usul ve Esaslar”ın 3'üncü maddesi ise “Seçimler; serbest, eşit, tek dereceli ve genel oy esaslarına göre yapılır. Seçmen, oyunu kendisi kullanır. Oy gizli verilir. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması açık olarak yapılır.” diyor.

Yani;

1- Seçim gizli yapılacak

2- Seçim genel oy esaslarına göre yapılacak.

Yani Milli Eğitim Şube Müdürü Erol Kazancı'nın nezaretinde gerçekleştirilen seçim işin ruhuna aykırı olarak yapıldı.

Kesinlikle iptal edilmesi gerekiyor.

Çünkü, henüz ilköğretimde okuyan öğrencilere ya da liseli gençlere bunu anlatmak mümkün olmaz.

Peki, bu kadar işi biz akıl ettik de Milli Eğitim yetkilileri akıl edemedi mi?

Edememişler demek ki.

Duyumlarıma göre seçimi böyle yapmalarının nedeni yukarda zikrettiğim yönergenin 27'nci maddesi. Bu madde “İlçe temsilcileri seçiminin hangi yöntemle yapılacağına ilçe millî eğitim müdürü karar verir.” diyor.

Ancak, bu maddeyi okuyan birinin böylesi bir seçime karar vermesinin mantıkla izahı da mümkün değil.

Türk Dil Kurumu, yönetmelikte belirtilen “Yöntem” ve “Esas” kelimelerinin anlamını şöyle veriyor.

Yöntem: Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, usul, sistem, prosedür, politika.

Esas: Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel.

Milli Eğitim yetkilileri yöntemi belirlerken esası göz ardı etmişler.

Örnekle açıklayayım isterseniz:

İlçe Öğrenci Meclisi'nin İl Öğrenci Meclisi'ne göndereceği 5 temsilciyi belirlemek için yapacağı seçimi gizli oyla yapılması ve herkesin bir oy kullanması esas. 5 temsilcinin, örneğin; kendi aralarında oluşturacakları 5'er kişilik gruplar halinde seçime girmeleri ise yöntemdir.

Peki, şimdi ne olacak?

Dedik ya, eğer amacımız “demokrasi eğitimi” vermek ve bu eğitimi öğrencilere verirken onlara örnek olmaksa seçimin kesinlikle iptal edilmesi ve yenilenmesi gerekiyor.

Tabii, “bizim demokrasiden anladığımız budur” deniliyorsa, o başka.

Biz, “melali anlamayan nesle aşina olmadığımız” gibi, bizi “melale sevk eden” demokrasiye ve demokrat geçinen yöneticilere de aşina değiliz..

 

KORK ATATÜRK'TEN KORK

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Atatürk diyor ki:

“Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler, beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasında bile olabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidir ki, bu fikirler Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır, gene gelir, feyizli neticeleri kalpleri doldurur”.

Ne kadar güzel tespit etmiş değil mi?

Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olduğunu belirten, bu savunuculuğu ise bölücü terör örgütü yandaşlarına kendinden biri gibi ilgi gösterirken birlikte görev yaptığı aynı okulun çatısı altında eğitim hizmeti (!) verdiği bayan mesai arkadaşlarının başındaki örtüyü çıkartmak olarak algılayan; o arkadaşlarının fotoğraflarını bile önden çekme cesaretini kendinde bulamazken, ulusal gazetelere kadar arkadan çekilmiş o fotoğrafları servis eden sendikacıyı (!) yıllar öncesinden nasıl da tespit etmiş o yüce insan.

Evet bay sendikacı, evet bay Atatürkçü, evet Atatürk’ün devrimlerinin yılmaz savunucusu!..

29 Ekim günü, okulunun bahçesinde yüzyüze gelmekten korktuğun arkadaşlarının baş örtülerini ancak arkalarından görüntüleyebilmiştin.

Peki, 10 Kasım günü neredeydin?

Seni Atatürk Anıtı önünde göremedik. Atatürk’ün huzuruna çıkmaktan da mı korktun?

Yoksa 10 Kasım senin matem günün değil miydi?

Hani olmaz olmaz, belki de sen 16 Şubat’ta İmralı’da tutarsın yasını.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.