İYİ Kİ SEÇİM VAR

İSTİFA EDENLERİN GERİ DÖNÜŞÜ YOK

AK Parti Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur TBMM’nin tatilde olmasını fırsat bilerek, zaten aralıklarla her zaman ziyaret ettiği Akçaabat’ı bu kez uzunca bir süre mesken tuttu.

Neredeyse her akşam evinin dışında iftarını açan, gündüzlerini ise teşkilâtının değişik birimlerinde ya da vatandaşlarla geçiren Milletvekili Cumur’la, hafta içerisinde bir teravih namazından sonra uzunca bir sohbet etme imkânı bulduk.

Bazı partili yöneticilerin yanı sıra ismi Akçaabat Belediye Başkanlığı için geçen Mahmut Haydar Ustaoğlu’nun da bulunduğu sohbette birçok şey konuştuk.

İlerleyen günlerde bunları da sizlerle paylaşırız.

Ama gündemdeki bir konuyu hemen size aktarayım istedim.

Malum, AK Partili 6 Akçaabat Belediyesi Meclis Üyesi partiden istifa ettiklerine dair dilekçeyi, biraz da şikâyetlerini ekleyerek AK Parti Genel Merkezi’ne göndermişlerdi.

Hafta içerisinde, bu istifaların Bakan Faruk Özak tarafından durdurulduğu yolunda haberler bazı basın yayın organlarında çıkmıştı. Bizim de duyumumuz bu doğrultuda idi.

Milletvekili Cumur’a bu konuyu ilettik. İstifalara Genel Merkez'in el koyduğu yönündeki söylentileri kesin bir dille yalanladı. İstifanın tek taraflı bir işlem olduğunu dile getirerek, “Bu arkadaşlarımız AK Parti'de siyaset yapmayacaklarını ifade ederek istifa ettiler. Bu istifalardan sonra yapılacak bir şey yok. İstifa eden kişiler AK Par-ti içinde olamayacakları düşüncesiyle bu kararı aldılar. Partimizi kamuoyu önünde istifa etmek suretiyle tartıştıran isimlerin istifalarının geri dönüşü olamaz. İstifa edenler gündemde biraz daha kalmak adına kamuoyuna Genel Merkez'in bu olaya el koyduğu yönünde iddiaları atmaktadırlar. Artık geri dönüş yok.” dedi.

 

BAŞKANLARA AÇIK TEŞEKKÜR

Türkiye genelindeki siyasî manzara hiç de Ramazan ayının hoşgörü ortamını yansıtan bir manzara değil.

İktidar ve muhalefetin karşılıklı atışmaları Ramazan’la birlikte azalması gerekirken hız kazandı.

Ertuğrul Gazi’yi anma etkinliklerinde iftariyelik taşıyan tırlardan tutun da Almanya’daki bir davaya kadar hemen hemen her şey iktidar ile muhalefet partilerinin atışma zeminini genişletiyor.

Hızını alamayan siyasîler, daha doğrusu parti liderleri, gündemde hiç bir atışma konusu bulamazsalar bu kez de eski defterleri açıyorlar; yıllardır yaka silktiğimiz söylemlerle birbirlerinin mal varlıklarını gündeme getirerek yeni bir tartışma zemini yaratıyorlar.

Bu tartışmalar toplumu geriyor. Bilhassa yaklaşan mahalli seçim öncesinde toplumu kamplaşmaya teşvik ediyor.

Sanki geçtiğimiz günlerde bir kez daha yıldönümünde kayıplarımızı saydığımız 12 Eylül öncesindeki bir durum yaratılmaya çalışılıyor.

Bu ortam beni ürkütüyor.

Daha doğrusu ürkütüyordu.

Ta ki geçtiğimiz günlerdeki bir iftar sofrasındaki manzarayı görünceye kadar.

Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanı Osman Çavuş’un ev sahipliğini yaptığı ve Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı Mustafa Nadir, Milliyetçi Hareket Partisi İlçe Başkanı İsmet Kırali, Demokrat Parti İlçe Başkanı Salih Zeki Kolaylı, Anavatan Partisi İlçe Başkanı Ali Köroğlu, Bağımsız Türkiye Partisi İlçe Başkanı Nurettin Genç ve Büyük Birlik Partisi İlçe Başkanı Osman Lermi’nin katıldığı; Saadet Partisi İlçe Başkanı Osman Hacısalihoğlu ile Demokratik Sol Parti İlçe Başkanı Nedim Şahin ise daha önceden belirlenen programları olmalarından ötürü katılamayacaklarını be-yan edip davetten mutluluk duyduklarını ifade ettikleri iftar sofrasından bahsediyorum.

Tam anlamıyla Akçaabat’ın özlediği bir manzaraydı bu. Aynı zamanda Akçaabat’a, Akçaabatlı siyasetçilere de yakışan bir manzara.

Ulusaldan kopuk, bize özgü.

Konunun en iyi özetini belki de Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı Mustafa Nadir yaptı.

Daveti aldığında duyduğu memnuniyeti ve katılma kararını ifade ettikten sonra geçen süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin lideri Deniz Baykal karşısındaki üslûbunun kendisine bu kararı yeniden düşündürttüğünü, ancak “Bu söylemler ulusal politikaların söylemleri. Eminim ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilçe yöneticileri Sayın Başbakan gibi düşünmüyorlardır.” diyerek davete icabetteki tereddüdünü ortadan kaldırdığını söyledi.

Basın mensuplarının sataşmalarına, hadi suçu üzerimden atmayayım, benim tahriklerime rağmen, Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanı Osman Çavuş, bu söyleme itiraz edecek tek bir kelime etmedi.

Hatta “İlçe Başkanı Başbakan’ın söyle-mine katılmıyor diye yazacağım” şeklindeki açık tahrikime rağmen.

İftar sonrasında yaklaşık olarak 2 saat sohbet eden bu grup, tam anlamıyla birbirlerine karşı açık oldular. Kimi hangi belediyeyi kaybedebileceğini, kimi nerede rakibinin kazanma ihtimalinin fazla olduğunu, kimi de seçime girecekleri adayları, herhangi bir sansüre tâbi tutmadan dile getirdi.

Bizim özlediğimiz manzara işte bu.

Evet, medya olarak gerilimden nasipleniyoruz ama olsun. Biz nasibimizi başka yerde arayabiliriz.

Akçaabat halen görevdeki ilçe başkanlarıyla, benim açımdan, Akçaabat tarihindeki en iyi siyaset zeminlerinden birini oluşturabilir. Bunun için ilk adımı da attılar bile.

Bundan sonrası bize yani seçmenlere düşüyor. İnşaallah herkes görevini yapar.

 

İYİ Kİ ÖNÜMÜZDE SEÇİM VAR

2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı başladı.

Her yıl olduğu gibi Akçaabat’ın eğitim kalitesinin biraz daha artması, bu kalite artışının da rakamsal bazda yansımalarının alınması yönünde yapılan temennilere biz de eşlik ettik.

Bu kaliteyi artıracak olan ekiplerin iş başına getirilmesi temennisiyle yeni atanan müdür yardımcılarına da başarılar diledik.

Şimdi de sıra boş bulunan müdürlüklere atamaların yapılmasına geldi. O işte zannedersem kısa sürede halledilir.

Ancak, kaliteyi artıracak en önemli kişiler olan müdürler, daha yeni yılın başında olumlu sinyal vermemeye başladılar.

Hatta öyle müdürler var ki, çocukların okuyacakları ders kitaplarını sisteme girmediklerinden, öğrencilerini devletin verdiği ücretsiz kitaplardan bile yararlandıramadılar. Tüm arkadaşları daha okulun ilk gününde sınıflarındaki sıralarında kitaplarını bularak bilgiye açlıklarını gidermeye başlarken, onlar mahsun mahsun sıralara bakıp durdular.

Bereket önümüzde Mahalli İdareler Genel Seçimi var. Belki bu müdürlerimiz istifa edip aday olurlar da, yokluklarında okullarının daha iyi idare edildiğini görerek yeniden aynı koltuğu talep etmez ve emekli olarak köşelerine çekilirler.

 

TEMKİNLİ OLMAKTA FAYDA VAR

Milliyetçi Hareket Partisi Akçaabat İlçe Teşkilâtı, 2009’da yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimi’ne 2004 yılındaki seçimden daha iddialı bir şekilde hazırlanıyor. En azından benim gözlemim bu.

O seçimde mevcut kalelerinin yıkılmasından gerekli dersi çıkardıkları kesin. Kalelerini yeniden fethedecekleri ve bu kalelere yeni kale ekleyecekleri bir çalışma programını şimdiden uygulamaya koydular.

Hatta geçtiğimiz hafta verdikleri ve İl Başkanı’nı ağırladıkları iftar yemeğinde “adaylıklarını kesinleştirdiklerini” belirttikleri beş belde belediye başkan adayının da bulunduğu notunu bize ilettiler.

Aslında bu not biz gazeteciler için bulunmaz bir malzeme taşıyor. Ama Akçaabat’ta, en azından biz, böyle bir gazetecilik anlayışını benimsemedik.

O yemekte aday olarak kamuoyuna yansıyabilecek, hatta doğru da bir yansıma olacak, bazı resmi kimlikli kişiler de vardı.

Bunu kullanabilirdik ama yapmadık.

MHP’li dostlara açıklıklarından ötürü teşekkür ediyorum ama bize karşı olmasa bile başkalarına karşı temkinli olmaları tavsiyesinde bulunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.