Gökhan KURUÇELİK

Gökhan KURUÇELİK

Bitkisel Antibiyotikler

BİTKİSEL DOĞAL ANTİBİYOTİKLER

 

Bu yazımızda insanoğlunun yüzyıllardır kullandığı doğal antibiyotiklerden söz edeceğiz. Bu konuyu özellikle seçme nedenim dünya ve ülke gündeminde birinci sırada yer alan domuz gribi ve gelebilecek diğer salgınlar içindir.

Kötümser bir tablo çizmek istemiyorum ama bu salgınlar dolayısıyla insanlığın, tahmin ettiğinden daha fazla yıkım ve daha fazla ölümle karşı karşıya geleceği öngörüsünü taşıyorum. (Bkz. Tıbbı Nebevi-Salgın Hastalıklar)

   Rüzgâr esen fırtına biçer demiş atalarımız. Bu fırtınayı biz hazırladık. Şimdi bunu açıklayalım.

   Antibiyotikler, insanoğlunun yaşamına girdiği 1960’lı yıllarda asrın mucize ilacı olarak bize tanıtılmış ve fakirin ulaşamadığı bir şifa vesilesi olarak sunulmuştur. Zaman geçtikçe ise bu tür ilaçların yan etkileri açık bir şekilde ortaya çıkmış, zararının faydasından daha çok olduğu görülmüştür. Antibiyotik kelime manası ile ANTİ karşı demek, BİYO ise hayat demektir; yani antibiyotik hayata karşı anlamını taşımaktadır.

Bu ilaçlar insan organizmasındaki zararlı bakterileri yok ederken bağırsaklarda bulunan insanın % 0.2 sini oluşturan ve metabolizmanın işleyişinde olmazsa olmaz olan faydalı bakterileri de öldürmektedir. Öyle ki bu faydalı bakteriler bağışıklık sisteminin işleyişinde olmazsa olmazlardandır. Bu yok edilen faydalı mikropların yerini bağırsaklarda zararlı mikroplar doldurur.  

  Sayısız bilim adamı, antibiyotiğin en ufak bir rahatsızlıkta bile kullanılıyor olmasının hastaların tamamen aleyhine olduğu, vücudun bu ilaçlara karşı da bağışıklık kazandığı ve mikropların güçlendiği konusunda birleşiyorlar. Böylece gerçekten antibiyotik kullanılmasının gerektiği durumlarda da madde vücut tarafından tanındığından, istenilen ölçüde etki etmediği, yüksek dozda antibiyotik kullanımında da karaciğerin ciddi zarar gördüğü belirtildi.

   Uzmanlara göre, aşırı kullanılan antibiyotikler virüslerin ve bakterilerin direncini artırdığı gibi, vücudu zayıf düşürerek ölümcül virüslere açık hale getiriyor. Antibiyotiklerde en çok kullanılan maddelerden olan “amoksisilin”in eskisi kadar etkili olmadığı belirtilmiştir. Artı, bu yetersiz ilaçlar, canlılardaki bakterilerin ve virüslerin kendi hayatlarını sürdürmesinde gerekli besinleri olmuştur. Bu şekilde gelişerek mutasyona uğrayıp, kendilerinden sonra gelen yeni türlerine bu ilaçların kimyasal yapılarına karşı geliştirdikleri direnci aktararak çok güçlü hale gelmiştirler. Artık antibiyotikler bu gelişmiş virüsler ve bakteriler karşısında zaaf durumundadır.

  İnsanlarda kullanılan bu ilaçların mislisinin hayvanlarda kullanıldığını ve bu hayvanları insanların tükettiğini düşünürsek; şimdiki mutasyonların hayvandan insana, insandan insana geçişlerinin sebebi ortaya çıkmaktadır. Bu salgınların adı domuz, kuş, at her ne olursa olsun insanoğlu bu salgını kendisi hazırlamıştır. Bu değişim ve gelişimlere yaratılıştaki genetik düzen ile oynanması ayrıca destek olmuştur. Bu sebepler ve yanlışlara daha fazla takılmak istemiyorum, bunlar uzayıp uzayıp gider.

Evde doğal antibiyotik ve anti viralleri nasıl hazırlayacağımızı maddeler olarak yazıyorum:

1- Doğal antibiyotiklerin ve antivirallerin babası arı ve arı ürünleridir. Arı ve arı ürünlerinin nasıl antibiyotik halinde kullanılacağını daha önceki yazılarımızda yazmıştık; isteyen gazeteden isteyebilir (propolis macunu, şurubu, arısütü, polen, bal şerbeti).

2- Bir baş soğanı ince olarak cezveye doğrayarak soğan hizasına kadar su çekilir. Kısık ateşte kaynara çıkıncaya kadar kaynatılır.6 saat kenarda bekletilip sıkılarak süzdürülür. Çocuklar için 1 saatte bir tatlı kaşığı, büyükler için iki katı olarak bu sıvıdan kullanılır. İstenirse bal veya şeker ile tatlandırılır.

3- Antibiyotik ve antiviral etkili bitki çayları, tıbbi adaçayı, zahter, ekinezya, tıbbi Isparta gülü, kekik, civanperçemi, papatya, ebegümeci, biberiye vs çayları içilir.

4- Sarımsak şurubu içilir. Yapılışı şu şekildedir: 10 baş sarımsak havanda dövülerek 1 kg hakiki bal ve 20 adet limonun içine karıştırılarak 7 gün üstü tül ile örtülü kavanozda bekletilir. 7 gün sonra kavanozun kapağı kapatılarak buzdolabında saklanır. Bekledikçe etkisi artar. Antibiyotik ve antivirale ihtiyaç duyulduğunda günde 5-6 çay kaşığı yutulur.

5- Zencefil 50 gr, zerdeçal 30 gr, defne yemişi 50 gr, çörek otu 50 gr, üzerlik tohumu 50 gr şeklinde bal ile karıştırılarak çok güçlü bir antibiyotik ve bağışıklık macunu elde edilir.

  Bu terkiplerin en etkililerinin bir kaçını yazdım, daha ayrıntılı bilgiyi şifahen verebilirim. Ayrıca işyerimizde kendi hazırladığımız bu tür ürünler mevcuttur.

  Hastalanmadan önlemini almak kullanılacak en etkili ilaçtır. Bu tür salgınlar, güçlü bir bağışıklık ile zararsız atlatılabilir.

Efendimiz (sas) “Kıyamete yakın öyle bir hastalık çıkacak ki, ne onun olduğu yere gidin ne de onun olduğu yerden çıkın, O taun’dur” buyurmuşlardır.

Bu konu ile ilgili daha yazacak çok önemli bilgilerim var; zaman ile bunlara değineceğiz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar