Dr.Hasan ERAYDIN

Dr.Hasan ERAYDIN

Panik Atak

 

Panik atak bazen panik bozukluk olarak da adlandırılabilir. Panik atak en kısa ve öz tabiri ile ani olarak ortaya çıkan endişe - kaygı nöbetidir. Bu endişe ve kaygı nöbeti kişinin vücudunda bazı fiziksel belirtilerle kendini gösterir, bu yüzden de çoğu zaman kişide yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaratır. Bu yoğun korku duygusu içinde kişi, çok kötü bir şey olacağını, onun için sonun geldiğini, öleceğini veya kalp krizi geçireceğini düşünür. Bu şekilde yoğun bir korku içinde olan kişi doğal olarak o ortamdan kaçmak, uzaklaşmak ister, yardım alabileceği bir sağlık kuruluşuna gitmek ister. Çoğu zaman gidilen bir hastanede veya acil serviste herhangi bir girişimde bulunmaksızın bu belirtiler geçer ve kişi kendini iyi hisseder.

   Genelde gençlik döneminde ortaya çıkar, yani 25yaş öncesi başlar. Gerçek nedeni bilinememektedir, ancak sıklıkla stres yaratan önemli yaşam olayları ile ilişkisi vardır (okulu bitirmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak, yeni bir işe başlamak, yakınını kaybetmek, ağır hastalık geçirmek gibi).

 

Aşağıdaki belirtilerin dördünün (ya da daha fazlasının) birden başladığı ve 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaştığı, ayrı bir yoğun korku ya da rahatsızlık duyma döneminin olmasıdır.

1. Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama ya da kalp hızında artma olması
2.Terleme
3.Titreme ya da sarsılma
4. Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma duyumları
5. Soluğun kesilmesi
6. Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı hissi
7. Bulantı ya da karın ağrısı
8. Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma
9. Derealizasyon (gerçek dışılık duyguları) ya da depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma)
10. Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu
11. Ölüm korkusu
12.Uyuşma ya da karıncalanma duyumları
13.Üşüme, ürperme ya da ateş basmaları
    Panik atakları için başvuran kişiler, genellikle çok yoğun bir korku yaşadıklarını ifade ederler.Öleceklermiş gibi, kontrollerini kaybetmiş gibi, kalp krizi geçiriyorlarmış gibi ya da çıldırıyorlarmış gibi olduklarını söylerler.Bu kişiler genellikle , atağın çıktığı yerden kaçıp kurtulmak için büyük bir istek duyduklarını da söylerler. Ataklardan sonra yoğun olan korkuları yatışabilir.

  Panik ataklarda yukarıdaki belirtiler yanında aşağıdaki özellikler de önemlidir:

  • Ataklar genelde aniden ortaya çıkar, atak ortaya çıktığında bunu durduracak bir yol yoktur.
  • Kaygının şiddeti ile yaşanılan durum arasında genelde bağlantı yoktur.
  • Atak genelde birkaç dakikada geçer, ancak bazen daha uzun süre devam eden ataklar olabilir.

    Atakların sıklığı kişiye göre değişir, ayda bir iki tane olabileceği gibi bazılarında hemen her gün görülebilir veya sık tekrarlayan ataklardan sonra uzun bir süre atak görülmeyebilir. Panik ataklarının ortaya çıkışı belli bir nedene bağlı olabilir veya nedensiz olarak kendiliğinden ortaya çıkabilir. Sadece baş dönmesi ve çarpıntı belirtileri ortaya çıkıyorsa sınırlı belirtileri olan ataktan bahsedilir. Sınırlı belirtileri olan ataklar iyileşme sürecinde olabileceği gibi ağır atakların öncü belirtileri de olabilir. Panik ataklar panik bozukluğunda görülmesinin yanında fobiler ve travma sonrası stres bozukluğunda olduğu gibi diğer anksiyete bozukluklarında da görülebilir.

    Ruhsal belirtilere bedensel belirtilerde eşlik ettiği için hastalar genelde bedensel sorun olduğunu düşünür ve öncelikle başka branştan hekimlere başvururlar. Yaşadıklarının ruhsal bir sorun olabileceğini akıllarına getirmezler veya kabul etmek istemezler.

   Panik atakları genelde tehlikeli değildir, ancak kişi kontrolünü yitirdiği duygusuna kapıldığı için tedirgindir. Tedavi edilmediği taktirde ciddi sonuçlar doğurabilir. Panik atağı geçirmiş kişilerin en büyük korkusu aynı şeyi tekrar yaşamaktır. Bu nedenle panik yaratan durumdan uzak durmaya çalışırlar sonuçta fobiler ortaya çıkabilir. Bunların içinde en önemlisi agorafobidir (açık alan korkusu). Kişiler dışarıya çıktığında panik yaşayacağı korkusu ile evde kalmayı tercih eder ve bir süre sonra hiç sokağa çıkamaz olabilir. Bu durumda yaşam kalitesi düşer, sosyal aktiviteler ve hobiler için harcanan zaman azalır, kişi kendisini hasta ve diğer kişilere bağımlı hissetmeye başlar, yalnız başına evde duramaz veya sokağa çıkamaz, çalışamaz veya işine gidemez duruma gelebilir. Hastalar panik ataklar sırasında sıklıkla acil servislere başvururlar. Zamanla depresyon, alkol-madde bağımlılığı ve intihar görülebilir.

     Aslında bütün bunların olmaması için bir an önce doktora başvurmak önemlidir. Sonuçta panik bozukluğu uygun ilaç tedavisi ile kolayca tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır.

Yukarıda da söylediğim gibi gerçek neden bilinememektedir. Neden olan faktörler kısaca biyopsikososyal olarak ifade edilebilir. Bu konuda çeşitli teoriler vardır. Bazı araştırmacılar beynin temporal lobunun işlev bozukluğu veya hastalığın öğrenme yolu ile geliştirilmiş olduğunu ileri sürmektedir. Bazı araştırmalarda ise beyinde nörotransmitter (haberci) dediğimiz maddelerin düzenlenmesi ve işlevlerinde bozukluk olduğu öne sürülmektedir.

   Stresli yaşam olayları panik atakların ortaya çıkışını tetiklemektedir. Yakın dönemde kayıp yaşamış veya yakınlarından, işinden veya bulunduğu çevreden ayrılmış kişilerde yaşamlarındaki bu değişikliklerle panik ataklarının başlangıcı arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. Araştırmacılara göre stresli yaşam olayı kişinin direncini düşürmekte ve bu dönem hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır.

   Ailesel yatkınlık vardır. Panik hastalarının yakınlarında panik ataklar ve depresyon gibi başka ruhsal bozukluklar sıktır. Hastalık genelde 25 yaşından önce başlar demiştik. Kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır. Çocuklarda da görülebilmektedir.

    Kafeinli gıdalar ve kokain gibi uyarıcılar atağı ortaya çıkarmaktadır.

    Panik ataklar panik bozukluğunda olduğu gibi tek başına ortaya çıkabildiği gibi kalp hastalıkları, solunum yolu ve endokrin hastalıklar gibi çeşitli bedensel hastalıklara da eşlik edebilir veya alkol ve madde bağımlılığı ile birlikte görülebilir.

   Panik bozukluğunun en uygun tedavisi ilaç kullanımının yanında bilişsel ve davranışçı terapi tekniklerinin kullanılmasıdır. Gevşeme egzersizlerinin de hastaya öğretilmesi faydalı olabilir. Panik atakları sırasında ilaç kullanımının pek faydası olmaz.

   Panik atağını uyaran gıdalardan uzak durulması, uyku ve yeme alışkanlıklarının düzenlenmesi atakları önlemeye yardımcıdır.

    Sağlıklı ve mutlu günlerde görüşmek üzere…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar