VASİYET

VASİYETİNİZ VAR MI?

Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır bırakacaksa; anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah'tan korkanlar üzerine bir borçtur. (2/Bakara,180)

Bir Müslüman'ın vasiyet etmek istediği bir şey olup da, vasiyeti yastığın altında yazılı olmadan iki gece geçirmesi doğru değildir.  (Buharî, Vesaya, 1)

 Cenab-ı Hak insana bir ömür vermiş, iyi değerlendirmesini kendisinden istemiştir.

İnsan da bunun için gayret sarf etmelidir.

Ölüm gelmeden dünya ahiret işlerini bitirmelidir.

Ölüm belirtileri geldiğinde de bitirmediklerini, yapamadıklarını ise hayatta olan kimselerden yapmalarını istemelidir.

Bunlar kul hakkı, diğeri ise Allah hakkıdır.

KUL HAKKI

Kul hakkı insan ilişkilerinden doğan haklardır.

Bu haklarla Allah'ın huzuruna gidilmemelidir.

Kul hakkı üzerimizde varsa mutlaka vasiyet etmeli, varisler tarafından bırakılan maldan ödenmelidir.

Peygamberimiz (sas) “Mü'minin ruhu, borcu öden-inceye kadar ona bağlı kalır.” (Tirmizî, Sünen, Cenaiz, 76) buyurmuşlardır.

Borç ödendiği takdirde kişi kul hakkından kurtulmuş olur.

ALLAH HAKKI

Allah hakkı hususunda ise şunlar söylenebilir:

Hastalık veya yaşlılık sebebiyle tutamadığımız, iyileşince de yapamadığımız veya fitresini veremediğimiz oruç borcumuzun miktarını yazıp vasiyet ederek varisler tarafından ödenmesini istemeliyiz.

Sağlığımızda çeşitli sebeplerden dolayı ödemediğimiz zekât borcumuz varsa vasiyet ederek bırakılan maldan ödenmesini sağlamalıyız.

Kendimize hac farz olduğu halde hastalık vb sebeplerden yerine getirememiş, birisini de göndermemişsek güvenilir birinin yerimize hac yapmasını vasiyet etmeliyiz.

KEFARET İÇİN VASİYET

Sağlığımızda bozduğumuz yeminlerden dolayı yapmamız gereken kefareti ödememişsek bıraktığımız maldan ödenmesini vasiyet etmeliyiz.

Böyle borçlar varsa bırakılan malın üçte biri ile ödenmelidir. Böyle borçlar için, vasiyet yoksa geride kalanlar para ödememeli; ölünün bağışlanması için Allah'tan af ve mağfiret dilenmelidir.

NAMAZIN İÇİN VASİYET OLMAZ

 Değerli okuyucular!

 Namaz borcu için fitre ödenmediğinden bunun için vasiyet yapılamaz.

Namaz borcu için Allah'tan af ve mağfiret dilenmeli; Asla ıskat (ölünün azaptan kurtulması ümidi ile ölen kimse namına dağıtılan sadaka) devire gidilmemelidir.

Ölü için varsa yemin kefareti ve oruç kazası, kefaret vasiyeti varsa varisler tarafından fakire verilmelidir.

Tabiî ki bunun faziletli olanı kişinin bunları sağlığında yapmasıdır.

Bunlar yapılırken ölünün varisleri arasında fakirler, yetimler, ihtiyaç sahibi eş ve çocukların bulunması halinde ölenin vasiyeti dışında geride kalanların kendi mallarından harcama yapılarak mağdur edilmeleri asla caiz değildir.

Allah hakkı ve kul hakkı dışında yapılacak vasiyetlerde kişiler muhayyerdir. Yapıp yapmamaları tercihlerine kalmıştır. Günah olmayan vasiyetleri de varislerin yerine getirmeleri iyi olur.

Bu açıklamadan sonra yaşayanlara düşen; meşru vasiyetleri yerine getirmek, kendi ibadetlerini düzenli şekilde yerine getirmek, dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşamak ve ölen yakınları için, sevabını onlara bağışlamak üzere hayır, iyilik, ibadet ve dua yapmak şuurunda olmaktır.

“İnsan ölünce (salih) ameli kesilir.

Ancak üç amel (in sevabı) kesilmez:

Sadaka-i câriye (kamuya yararlı sadaka), faydalanılan bir ilim ve arkasında kendisine dua edecek hayırlı bir çocuk bırakmak.”

(Ebu Davud, Vesâyâ, 14)

Önceki ve Sonraki Yazılar