AKÇAABAT’IM!..

 

AKÇAABAT’IM!..

“Her yerde kar var; kalbim seninle dolu!..” Bir zamanlar bu şarkının dediği gibi, kalbim Akçaabat’la, sizinle dolu…

Hayatın debdebesi ve kargaşası içinde çok şeyi farkında olmadan kaybediyor, unutuyoruz…

Her şey, herkes, her yer değişime ayak uyduruyor, değişiyor…

İşte Akçaabat!  Yıllar çok şeylerini alıp götürmemiş mi?

Yapısal olarak 60’lı 70’li yıllar ile bir benzerliği kalmış mı mesela?..

Her çocuğun yüzmeyi öğrenme merkezi beş  kayayı , futbol tarlası Hamam Çimenini, Bankacının Çimenini  mesela kaç kişi anımsıyor yüzmeye sahili, çocukların özgürce koşacağı oyun alanı kalmamış mevcut Akçaabat’ta?..

Reji’yi kim biliyor? Reji depolarının büyük yangınını yaşayan, ateşin gökyüzünü yaladığı o olayı çocukça bir korkuyla izlemiş kaç kişi kalmış Akçaabat’ta?..

Mavnaları,  Ahanda’dan Kireçhane Köprüsüne kadar simsiyah kumlu, yüzülen sahili kim yadında saklıyor?..

Balıkçılık,şarapçılık, fındık, bu gün Ege Bölgesi'yle meşhur zeytincilik ve zeytin yağcılık ile hayvancılık geçmişte can damarıydı Akçaabat'ın?..   İncir ağaçları, üzüm bağları resimlerde bile yok Akçaabat’a dair; kim biliyor, arıyor, özlüyor, soruyor?..

Kalandarı, hıdrellezi, alaturbisi; tatlı bir melodi, acayip anı gibi! Tadı tuzu kalmamış, unutulmuş, yitirilmiş adetler, kim arıyor?..

Düz bir alanda, yemekli şölenli yapılan düğünleri, düğün sonrası ilahili türkülü damat adayını sokaklarda hırpalayarak gerdek evine götürmeyi kaç kişi yaşamış, yaşıyor?..

Fidanlık yapma uğraşları, horon oynar gibi bellemeler, tütün tarlaları, tütün kırmalar, tütün dizmeler, yağmurdan tütün vagonlarını damın içine aktarma telaşları… Ne hoş şeylermiş meğer!..

Kısaca Akçaabat’ta yaşayıp, Akçaabatlıyım diyen kaç kişi Akçaabat’ı biliyor?..

Çağdaşlık, değişim… İnsan mekâna hükmedebiliyorken, şimdi mekân insana hükmediyor…

Koca koca binalar her yeri kuşatmadan önce Akçaabat’ta insan mekâna hükmedebiliyordu.

Oysa şimdi sıkışıp kalmış, modern bir hapishane de yaşar gibi.. Sokaklar, binaların arasında, insanlar sokakta kaybolmuş.

Binalar sanki üstüne devrilecekmiş gibi. Sokaklar, hapishanede tur atılacak arasta, binalar parmaklık gibi her yanı kesmiş…

Doğa, çevre heba edilmiş de ekonomik durum  ne halde?.. TUİK verileri de; yoksulluk oranı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2010 yılı itibariyle yıllık bazda 2,2 puan azaldı ve yüzde 11,5 olarak belirlendi. Söz konusu dönemde Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki yoksulların sayısı ise 61 bin kişi artarak, 336 bin kişiye yükseldi diyor baksana…

TUİK’in adrese dayalı nüfus sayımı bilgilerine göre; Trabzon’un en fazla nüfusuna sahip Akçaabat’ın nüfusu geçen yıla göre Bin 773 kişi artarak 112 bin 727 kişi olarak gerçekleşti. Akçaabat ilçe Belediye nüfusu ise geçen yıla göre 1596 kişi artarak 40 bin 277 olarak gerçekleşti. Nüfus, sorunlarla büyüyor, artıyor.

Yani Akçaabat hem değerlerini, hem güzelliklerini ve hem de alışkanlıklarını değiştirirken, yoksulluk kazanıyor görünürde…  

Akçaabat’ın;  sorunlarını çözmüş, iş sahalarını yaratmış, gençlerini geleceğe umutla bakar hale getirmiş, başka ellerde değil, kendi mekanında ikamet ettirecek olanaklara kavuşturmuş bir şehir olması, hepimizin düşü değil mi?.. Ama ne yapılacaksa çok hızlı yapılmalı. Ara açılıyor çünkü… Arzu varsa çözümde vardır (anonim)…

Dünya ve Türkiye konjonktürüne uygun olarak fırsatları değerlendirip, turizmse turizm, sanayi ise sanayi, her ne de tercih yapıp Akçaabat’ı kalkındıracaksak bir an önce yoğun ve kararlı çalışıp, payımıza düşeni almalıyız. Zira Hz. Ebubekir’in dediği gibi “Fırsatlar da bulutlar gibi çabucak geçer gider.”

“Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.(Einstein)” Hepimiz Akçaabat’ımız için geleceğe dönük hayallerimizi, gücümüzü ortaya koyup, çocuklarımıza ve torunlarımıza özlemsiz bir Akçaabat bırakmak borcundayız…

Her insan, yapmadığı tüm iyiliklerden suçludur. (Voltaire)

Akçaabat’a çok şeyler kazandıranlara minnet borçluyuz, teşekkür ederiz. Ama yetmiyor işte. Daha hızlı ve daha çok şeyler gerekiyor. 66 firmanın müracaat ettiği Organize Sanayi bir an evvel bitirilerek hizmete alınmalı mesela. 50 ‘şer kişiden toplam 3300 kişiye iş sahası açacak, Akçaabat’a bir nefes aldıracak bu. Önemli bir yatırım. 800 Lira maaş alsa her biri, Akçaabat ekonomisine her ay ne kadar para girecek..

Bu satırlar ile biz bize dertleşiyoruz. Bazen sesli düşünüyor, bazen içimize atıyoruz. Ama hepimiz Akçaabat için iyi şeyler istiyoruz. Gönül kırmadan, hatır koymadan, herkese saygı ile memleketimiz için en iyisini diliyoruz.

De ki; “Herkes bulunduğu hal ve niyetine göre iş yapar. Bu durumda kimin en doğru yolda  olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir.” (isra Suresi ayet:84)

Sağlıcakla, Allah’a emanet kalın!.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.