ATA’MA

Oğuzhan SİVRİKAYA

 

 

“Ata’ma”dılar zaten. Beni de üstlerinden “Atama”yacaklar. En azından ben atanamadım. Benim gibi azınlık çoktu.

Kontenjanları  bekledik hem de çok, gördük ki yanılmadık..

Tam bir skandal yaşadık.

Yıllar önceki yazım haklı çıktı.

*

Skandallı bir sınavı geride bırakırken sonuçların geç açıklanması ayrı bir şüpheyi de göz önüne serdi(!) ve beklenen kontenjanlar açıklanırken şüpheleri yok edeceğini düş’ünürken daha da artı!

*

Eş durumu tayinlerinde durumlar ise parçalanmış bir aile etiketine yol gösteriyor! 

*

Sağlık hizmetlerini sunan adayların Öğretmen kontenjanın içinde olması biraz şaşırtıcıydı(!)

*

Milli Eğitim Müdürlükleri 2430 tane Görsel Sanatlar/Resim Öğretmeni istedi ancak bu alana verilen öğretmen sayısı 679.. Bir çok alanda bunun gibi durumlar…

*

Geçenlerde dayımla bu konuyu konuşurken sert açıklamalarda bulundu! “Battaniyedeki pire” dedi. “Battaniyeyi yakmaya gerek yok” dedi. Bende “Bile bile pireli battaniyeye yatmamalı.” dedim. Pire gibi görünen olay her şeyi kökünden halleden bir olay. O nedenle sistem değişmedi mi? Ve “Senin gibi düş’ünen gençler geleceği nasıl çizer?” diye de sitem ederken “Yaşın kaç ki geçmişi bileceksin” dedi! Hatırlatmak isterim Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u 21 yaşında fethetti. Ve daha da geçmiş’e  gidersek Peygamber efendimizden güzel bir örnek.. Çünkü artık gerçekler din ile açıklanmazsa inanılmıyor. Resulullah henüz bıyıkları bile terlemeyen 19 (17 olduğu da söyleniyor…) yaşındaki bir genci (Üsame Bin Zeyd) yaşlı insanların varlığına rağmen komutan yaparak onlara ve bütün Müslümanlara şunu anlatmak istiyordu: Gerçek müminler emirleri dinleyip teslim olmalı, Resulullah'ın emirleri kendilerine ters gelse bile boyun eğmelidirler.

*

Şimdi içimizde dinmeyen öfkeleri öğretemediğimiz bilgilerden alacağız! İsyan etmeyeceğiz belki ama DURUŞumuz isyan olacak size! Mü'min süresi 44 ayet: "Size söylemekte olduklarımı yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a ısmarlıyorum. Çünkü Allah kulları (nı) çok iyi görendir". 45. ayet ise: "Nihayet, Allah onların kurdukları tuzakların fenalıklarından bu (zâti) korudu. Fir'avnın kavmini ise kötü azâb kuşatıverdi."

*

Cesareti yalnız kafamızda mı yaşayacağız diye yazdım bunları..

*

KALEMşörlük yaptığımı sanacağım, siz de DÜŞportacılık yaptığımı söyleyeceksiniz…

*

Hayallerimizi başka baharlara ertelerken ücretli öğretmenliğe başvuracağım tabi ki ondada da geçen sene ki gibi bir olaylar olmazsa…

*

Şimdi bağlamalıyım değil mi?

Kapımıza değil; kalbimize vuran buyursun...! (Şems-i Tebrizi)

Kalbinize vurmaya geldim hoş geldim ama sanırım pek hoş gelmedim…

 

Not: Buraya yazmamda vesile olan Berkant PARLAK’a ve Derviş ALTUNTAŞ’a teşekkürü borç bilirim…