Sera Gölü’nden ders almadınız mı?

Berkant PARLAK

Trabzon’un kavşak meseleleri malûm… En önemli sorunlar Kaşüstü’nde, Akçaabat’ta yaşanıyordu. Kaşüstü’ndeki dalçıkla çözümlenecek. Ancak Akçaabat kavşakları hâlâ bekliyor. Fatih Eğitim Fakültesi, Devlet Hastanesi ve bir sonraki kavşak (batı yönünde) Akyazı tünelinin görüntüsünü çekerek “Ak Partinin başarılarını çekiyorum.” diyen vekil beyleri bekliyor!

Sera Gölü vakasını kamuoyu biliyor. Karayolları sözde yol yapacak, gölü dümdüz ederek geçmeye ve betonlamaya başlamıştı. Tam Uzungöl gibi betongöl olacaktı ki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yolu Sera Gölü’ne düştü ve o rezaleti gördü! Ya görmeseydi? Neyse ki göl tam gitmeden kurtarıldı. Böyle bir tecrübe ortadayken aynı Karayolları kalkıyor Akçaabat’ın sahillerini mahvederek bir yol geçirmeyi düşünüyor!

Akyazı tünel çıkışından itibaren Yıldızlı, Söğütlü ve Yaylacık sahillerini kullanarak yeni bir kara yolu çalışması yaptırıyor. Sözde kavşak sorununu böyle kolayca hâlledecek. Ortada sorun kalmayacak. Hani Sera Gölü’nün yanından yolu kolayca (!) geçirip ortalığı toz duman ettiği gibi…

Üstelik yolu bir yerden geçirecek, sahili mahvedecek ardından trafiğin yükünü başka yere verecek. Bunun neresi mantıklı, bilmek isteriz. Daha önce Yıldızlı’ya yapılan ve hiçbir işe yaramayan devasa kavşak projesiyle bir belde yok edildi!.. Şimdi de Trabzon Büyükşehir Belediyesi, doğal kalan tek noktasına da biyoloji arıtma tesisi kurup orayı da perişan etme derdinde… Siz de kalanları hâllettiniz mi bir ilçenin sahillerini yok eder rahatlarsınız herhâlde!

Güney çevre yolu nedense bu kentin yöneticilerinin sahiplenemediği bir mesele hâlinde duruyor. Devlet kaynakları Yıldızlı’daki devasa ve gereksiz kavşaklara, Kanuni Bulvarı’na gidiyor ama trafik sorununu kökten çözecek güney çevre yolu kimsenin umurunda değil. Yazık!..

Bir önceki yazımıza Bilâl ismindeki bir beyefendi yorum yazdı ve dedi ki: “Dostum öncelikle eline sağlık. Yalnız, sen dâhil hepimiz bir şeyi hep unutuyoruz veya önemsemiyoruz. Sözel olarak yazmak konusunda üzerimize yok ama hani sayısalcılarımız? Şehirleri yönetenlerde, yönetenleri yönetenlerde, onların en yöneticisi de lafla iş yapıyor. Biri mega proje diyor, diğeri bölgenin en bilmem nesi diyor, herkes edebiyat yaparak proje betimliyor. İşin kötü yanı projeyi hazırlayanlarda aynı kafada…”

Biz de diyoruz ki: Aldığımız eğitim de yaptığımız iş de “sosyal” denilecek nitelikte. Basın sektöründe olan ve yaşadığımız ülkenin, kentin hassasiyetini taşıyan bir kişi olarak üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. Peki Akçaabat’ı, Trabzon’un, güzel ülkemizi ve sahillerini önemseyen bir tane teknik isim yok mu? Biz bu konuları kaşıyarak birilerinin gıcığına gidiyoruz, sevilmiyoruz. Peki, toprakları için “sevilmemeyi göze alacak” hiç olmazsa Akçaabatlı bir teknik isim, siyasetçi, sivil toplum kuruluşu yetkilisi yok mu? Hani neredeler?

Buyursunlar, ellerini taşın altına koysunlar. Biz koyduk ve koymaya hazırız. Onlar koyarsa onların yanında durmaya da hazırız! Mesele şahsî ikballeri olduğunda boy boy fotoğraf astıranlar, birilerine teşekkür pankartı astırıp ilân verenler, Akçaabatlılığıyla övünenler neredeler?

Saygılarımla…