Kaldırımlar vatandaşındır!

Berkant PARLAK

Akçaabat Belediyesi, geçtiğimiz günlerde örnek bir karara imzâ atarak esnafın dükkânlarının önünde yaptığı kaldırım işgâlinden alacağı miktârı yüksek fiyâta çekti.

Düz mantıkla baktığımızda belediye tarafından, esnafa karşı yapılmış bir olumsuzluk gibi görünse de madalyonun asıl yüzünde Akçaabat'ı ileriye taşıyacak bir nitelik var. Akçaabat'ta esnaf, teşhir ürünlerini o kadar abartmıştır ki bence bu karar için çok geç bile kalınmıştır.

Yolun ortasında meyve-sebze kasaları, tüpler, giysi sergileri, kömür torbaları, bakliyat çuvalları... Akçaabat'ta yaşamını sürdürmeye gayret gösteren bizler artık yaka silker vaziyete geldik. Yaya olarak kaldırımımıza tecâvüz eden esnafa, vatandaş olarak da ses çıkaramaz hâle geldik. 

Bir keresinde İnönü Caddesi'nde bulunan bir esnafın, kaldırımın yüzde 80'ini kapattığını (Bu esnaf bunu devâmlı ve hâlâ uyguluyor) gördüm. Kaldırımda bebek arabasıyla gitmeye çalışan anne, bebek aracını zar zor yola indirdiğini ve akan trafiğin arasında gitmeye çalıştığını gördüm. Esnafa uyarı yaptık ama az kalsın sopasıyla bizi kovalayacaktı... 

Belediye vatandaşı düşünmek zorundadır. Yâni, kaldırım yerine arabalarla birlikte yolda yürümek zorunda kalan Akçaabatlıları düşünmek zorundadır. Dediğim gibi bu konuda geç bile kalınmıştır. Çağdaş ülkelerde bunun örneğini göremezsiniz. Bana göre sebze ve meyve satıcılarının ürünlerinin teşhîr dâhî edilmemesi gerekir. Akşama kadar ve günlerce toz toprak içinde bulunan meyve ve sebzelerin sağlığı ne kadar tehdit ettiği ise konunun uzmanları tarafından açıklanmaktadır.
Bunlara rağmen, illâki ürününü teşhir etmek isteyenlere ise Akçaabat Belediyesi Gelir Müdürü Kaya Yemiş, mâkûl bir yöntem göstermiştir. Yemiş, "Esnafımız, malların teşhiri için camekanlarını geri çekmek suretiyle kimseye zarar vermeden bunu sağlamaları mümkündür." sözündeki öneri dikkâte alınmalıdır. 

Bunlarla birlikte Akçaabat Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkan Yardımcısı Sinan Gaydan'ın açıklamalarını da okudum. Sayın Gaydan'ın açıklamalarını ise ilginç buldum. Gaydan, "Malı teşhir ederken tabii ki başkasının hakkını da gasp etmeyeceğiz. Bizim esnafımız bunun bilincindedir" demiş.

Sayın Gaydan kusura bakmayın ama böyle bir bilinç falan ortada yok. "Bir yeri işgal eden parasını öder tabii. Ama biz işgalci değiliz. Günün 24 saatinin çoğunu dükkânında geçiren esnaf da bu şehrin asıl sahiplerindendir" diye de eklenmiş. Bu şehrin sahipleri diye bir yarışma işine gireceksek, esnaftan çok Akçaabat'ın caddelerini kullanan vatandaş ne oluyor? Bir esnafın kapattığı kaldırımdan günde yüzlerce kişi geçiyor.

Sayın Gaydan'ın, "Geçtiğimiz günlerde Akçaabat’a kar yağdı. Becerip de kaldırımları kardan temizleyemediniz. Bırakın kaldırımları sokakları dahi kaldırımdan para talep ettiğiniz o esnaf temizleyip vatandaşlarımızın, öğrencilerimizin rahat yürümesini sağladı. Keşke kar yağdığında da böyle hassas olsaydınız" sözlerine ise katılıyorum.

Yine Gaydan'ın, "Oysa esnafın dükkânının önündeki dar yolları bile çizerek paralı otopark haline getirdiniz. Bu şekilde müşterilerin esnafın dükkânına girmesini bile engellediniz." sözlerine de katılıyorum. Otoparklar Akçaabat'a zarar vermektedir. 

Velhâsıl belediye bu kararına eğer tam anlamıyla uyacaksa, doğru yapmıştır. Gerekli yaptırımlar yapılmalı ve kaldırımlar vatandaşların rahatlıkla kullanabileceği duruma getirilmelidir.