Bürokrasi çıkışı ve MHP

Berkant PARLAK

 

AKP Akçaabat İlçe Başkanlığı'nın geçen hafta düzenlediği danışma meclis toplantısına, Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen'in bürokratlara yönelik sözleri damga vurdu. Bürokratların hizmet noktasında belediyelere nazaran daha yavaş hareket ettiğine vurgu yapan Türkmen, bu durumun adetâ hizmeti baltaladığını dile getirdi.

Türkmen'den sonra kürsüye çıkan AKP İl Başkanı Adnan Günnar ise, Türkmen'e karşılık bürokratlara sâhip çıktı. Tabi bu durum basın tarafından kamuoyuna da yansıtıldı. Ancak bu yansıtma esnâsında o kadar ilginç şeyler oldu ki, oldukça dikkât çekiciydi. Konuyu Trabzon'da manşetine taşıyan birkaç gazete oldu. Biri ve farklı olanı da Günebakış Gazetesi'ydi. Günebakış Gazetesi'nde konu 'Türkmen'le Günnar'ın arasında bürokrasi tartışması' şeklinde değerlendirilirken, diğer gazetelerde 'Günnar'dan Türkmen'e bürokrasi desteği' gibi yer aldı. Bunun temel sebebi ise o gazetelerin AKP'nin basın danışmanlarınca, maksatlı yazılan haber metinlerine dayandırarak haber yapmasıydı. Akçaabat Ajans adındaki internet sitemizdeki haber metni de Günnar'la Türkmen'in karşılıklı bürokrasi de atıştığını haber olarak işlemişti.

Günebakış'ın sahibi ve başyazarı Ali Öztürk bu konuyu gazetesindeki köşesinde 'Parti Haberciliği ve Çarpıcı Bir Örnek' başlığıyla değerlendirirken, bu yanlışın nedenini ise şöyle açıkladı: “AK Parti haberini kendi görevli muhabirine yaptırıyor, gazetelere yolluyor. Bunun adı haber oluyor.”
Öztürk, köşe yazısının bir bölümünde "...Gazete muhabirleri Akçaabat’taki parti ilçe divanına gitselerdi Sayın Türkmen ile Sayın Günnar’ın açık atışmalarını izleyebilirlerdi. Ya da Akçaabat haber sitelerine girselerdi kendi seslerinden videolarından izleyebilirlerdi. Ama zahmet etmemişler! Bu tablo en çok medyaya zarar veriyor. Bir siyasetçiyi dinlemeden, izlemeden yapılan haber o siyasetçinin istediği biçimde veriliyor. Halbuki oraya gazeteci gitse olaya farklı bir pencereden bakacak. Ortaya belki bambaşka bir haber çıkacak." sözleriyle de Akçaabat Ajans'ta yer alan görüntü ve haber metinlerinin de bazı gazeteciler tarafından dikkate alınmadığını ifade ediyor.

Bu konudan ziyâde herkesin kafasında merâk ettiği soru tabiki de Sayın Türkmen'in neden bürokrasiye çıkıştığıydı. Bu zamanlanın sebebi neydi? Birçok kişinin, bu çıkışın önümüzdeki yerel seçimden dolayı olduğunu tahmin ediyor. Türkmen'in vatandaşa vermek istediği bir mesaj olarak yorumlanan bu cümlelerden çıkabilecek özetle bir şey var. O da: "Yapmak istediğimiz birçok proje ve hizmet var, ancak bürokrasi engeline takılıyoruz". Gerçekten projeler var mı ya da hizmet noktasında yapılacaklar listesi çok uzun mu bilmiyoruz, bunu insanların kendilerinin takdir etmesi daha mantıklı bir yaklaşım olacak. Zirâ Akçaabatlı oy vererek, desteklediği belediyeyi net bir biçimde gözlemleyebiliyordur.

TAKA Gazetesi bugün Türkmen'in bu çıkışının sebebini, çarpıcı bir iddiaya bağladı. Yusuf Turgut'un köşesinde yer alan iddiaya göre, Türkmen'in bu çıkışının sebebi AKP'ye ayak uyduramaması. Turgut, "...Şefik Türkmen’i gözümün ucuna aldım. Dürüstlüğü, Sadeliği. Kuralcılığı. Kalp ameliyatı olması. Ve 1994 yılından itibaren Akçaabat için yaptıkları. AK Parti ilçe divanındaki eleştirileri: ’Bürokratlar bizi dinlemiyor’ Bu ne demektir? ‘AK Parti beni kabul etmedi.’ Sistem beni sindiremedi. [...] Volkan Canalioğlu, Türkmen’in transferine destek verebilir. Ya da Genel Başkanına ‘ben olayım’ demiyorum diye öneride bulunabilir. Ayrıca, CHP’nin Trabzon İl Başkanı Yavuz Karan. Karan Akçaabatlı, Türkmen’e ‘Şefik Abi’ der. O da Trabzon’da böyle bir isimle seçime girmek ister."

Şu bir gerçek ki, Türkmen'in bu çıkışının zamanlaması yerel seçime yönelik. Ancak bununla birlikte neyi amaçladığını bir Allah bir de Sayın Başkan'ın kendisi bilir...

Demeli bu sorunu çözer mi?
MHP Akçaabat İlçe Başkanlığı son gerçekleştirdiği olağan kongre iki adaylı bir seçim olmuştu. Adaylardan biri kongreye ilçe başkanı görevindeyken giren Hüsnü Sevim ve diğer tarafta Miraç Çınar'dı. Partinin seçilmişlerinden Işıklar Belediye Başkanı Alişan Bayram Sevim'in yanında, Söğütlü ve Şinik Belediye Başkanları'yla birlikte İl Genel Meclis Üyesi İsmet Kırali ise Çınar'ın yanındaydı. Tabi seçim oldu, bitti. Her şey düzelir diye beklenirken, bir türlü taraflar biraraya gelemedi. O dönemden şimdiye kadar konuyu üstten çözebilecek il başkanı konumunda Sayın Nihat Birinci vardı. Kendisinin görev yaptığı sürede bu konuyla ne derece ilgilendiğini bilemiyorum. Ancak kongreden sonra her iki grupla da görüşmeler yaptığı, organizasyonlarına katıldığı kamuoyunun malûmu. Sayın Birinci'nin bu sorunu çözebileceğine de şahsen inanılacak bir durum değildi. Çünkü kendisinin kongre sürecinde tarafları iyi idâre edemediğini düşünüyorum. İlçe kongresinin sonrasında da hem Çınar kanadının, hem de Sevim kanadının Birinci hakkında olumlu düşüncelere sâhip olmadıklarını düşünüyorum. Kongre sürecinde Birinci'nin, Çınar'ın adaylığını meşrû görmediği dile getiriliyordu. Bununla birlikte kongreyi kazanamayan taraf olan Sevim kanadı ve beraberindeki Işıklar Belediye Başkanı Bayram da Birinci'nin kongre sürecindeki tutumunu beğenmemişlerdi.

Tabi buradan asıl mes'eleye gelmek gerekir. Çiçeği burnunda sayın İl Başkanı Demeli'yle bu konuyu telefonda görüştüm. Kendisi bu sorunu çözeceğine işaret etti. MHP'de dargınlık olmayacağını savunan Demeli, kısa sürede tarafları biraraya getirerek bu anlaşmazlığı çözeceğine dikkat çekti. Artık merâk edilen soru ise şu oldu: "Demeli bu sorunu çözer mi?"