SP İl Başkanlığı'ndan Gündeme Dair Açıklamalar

SP İl Başkanlığı'ndan Gündeme Dair Açıklamalar

SP İl Başkanlığı'ndan Gündeme Dair Açıklamalar

Saadet Partisi Trabzon İl Başkanlığı tarafından, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde gerçekleştirilen basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuldu.

Saadet Partisi Trabzon İl Başkanı Cevat Kurt'un konuşmacı görevini üstlendiği basın toplantısında, parti üyeleri de hazır bulundu.

Konuşmasına Atatürk Havalimanı Saldırısı'nda hayatını kaybedenlere  rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileyerek giriş yapan Kurt; İsrail ve Rusya ile başlayan ilişkilerin normalleştirilmesi politikası hakkında partisinin görüşlerini basın mensuplarına sundu.

İşte basın toplantısının tam metni...

Değerli Trabzonlular. Bugün burada siz değerli basın mensupları aracılığı ile son günlerde İsrail ve Rusya ile başlayan 'ilişlilerin normalleştirilmesine' yönelik adımlarla ilgili açıklama ve İstanbul'da yaşanan üzücü terör olayıyla alakalı görüşlerimizi Trabzonlu hemşehrilerimizle paylaşmak istiyorum.  Öncelikle İstanbul Atatürk Havalimanın'daki üzücü terör saldırısı bizi derinden etkilemiş ve milletimizi kahretmiştir. Acımız, üzüntümüz çok büyüktür. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Tam da İsrail ve Rusya ile başlayan ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik görüşmelerin başladığı bu aşamada böyle bir terör saldırısının yapılması, acaba gündemi değiştirmek amacında mıdır diye insan düşünmeden edemiyor. Bu kadar tesadüf olabilir mi? Bu teör olayları bir kez daha ispatlamıştır ki; başta Suriye ve komşu ülkeler olmak üzere AKP'nin dış politikada sürdürmüş olduğu, ABD ve AB endeksli yaklaşımları büyük bir hata olmuştur. AKP hükümeti dış politikada kelimenin tam anlamıyla tam bir iflas tablosu ortaya koymuştur. Değerli basın mensupları; Üzerinde önemle durmak istediğimiz başka bir konu, terör devleti dedikleri İsrail'le yapılan anlaşma. Öncelikle yapılan anlaşmanın ana maddelerini hatırlayalım. Neydi bunlar? 1- Türkiye'den özür dilenmesi. Deniyor ki, İsrail Başbakanı Netanyahu, o dönemde Türkiye Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ABD Obama'nın ricasıyla telefonla aramış ve özür dilemiş. Bu durum kamuoyuna açıkça ve anlaşılır bir şekilde izah edilememiştir. 2- Tazminat meselesi; Kamuoyuna tazminat diye aktarılan konunun gerçekte tazminat değil bağış olduğunu, İsrail tazminatı kabul etmesi durumunda suçu da kabul etmiş sayılacağında ödenecek meblağın bağış şeklinde olduğu gerçeği halkımızdan gizlenmektedir. Bağışın yapılması Mavi Marmara Gemisi'nde 9 kardeşimizi şehit eden teröristlerle ilgili yapılan soruşturmanın durdurulması şartına bağlanmıştır. 3- Gazze'ye uygulanan ambargo meselesi Sözü edilen ambargonun kalkması değil, ablukanın geliştirilmesidir. Ablukanın yumuşatılması dahil İsrail hükümetinin kontrolünde Aştot Limanı üzerinden gıda, sağlık ve inşaat malzemesi olarak gerçekleşecektir. Bu durum ambargo kalktı sözünün gerçekle alakası olmadığının ispatıdır. Bizler saadet partililer olarak, hükümetin ''terör devleti'' İsrail'le yaptığı bu anlaşmaları, başta milletimiz olmak üzere Filistin halkına, şehit ailelerine ve özellikle şehit olan kardeşlerimizin kanının karşılığının para ile ölçülmesini ihanet olarak görüyoruz.  Bu anlaşmanın kazananı Türkiye değil, İsrail'dir. İsrail bu anlaşma ile hem Filistin halkının malı olan doğalgazı gasp ederek Türkiye üzerinden satılmasını garanti altına almış, hem de güvenlik endişlerini gidermiştir.  AKP'nin popülist politikalarının zig-zag görüntüsü kendini bir kez daha ortaya koymuştur. Davos'ta ''one minute'' şovuyla seçmenin oyunun almış, Mavi Marmara'yı sahiplenerek istismarını devam ettirmiş olmasına rağmen bugün İHH ve Mavi Marmara Gemisinin yardım girişimini ''Kimden izin aldınız?'' diyerek yargılamaktadır. Endişemiz şudur ki, İsrail'le yapılan anlaşmada kapalı kapılar arkasında İHH'nin devreden çıkarılması ile ilgili sözler mi verilmiştir.  Milli hassasiyeti olan STK'ların kuruluş amaçlarına uygun olarak faaliyet göstermeleri gerektiğini belirtmek isterim.  İktidarın arka bahçesi değil, her şarttta zulme  ve haksızlığa karşı dik duruşa çağırıyorum. Endişemiz odur ki asli görevlerinizi yapmazsanız ve partizanca bir tutum içerisinde olursanız, dün İHH'yı kahraman ilan edenler bugün suçlar durumdadır. Bu durumdan ders alınmalıdır.  Bir diğer mesele Rusya ile yapılan anlaşmalarla alakalı. Ciddi ve büyük ülkeler dış politikada asırları içine alan stratejik planlar yaparlar. Üzülerek görmekteyiz ki ülkemizi yöneten AKP hükümeti, bırakın asırlık planı dün dediğini bugün yok saymaktadır. Rusya'nın düşürülen uçakla alakalı o günün başbakanı Sayın Davutoğlu ''Emri ben verdim.'' diyor. Tekrar hava sahamızı ihlal etse yine vururuz diyenler,  bugün pilot hatasından kaynaklanmıştır diyerek, özür peşindeler. Böyle tutarsız ve ilkesiz davranışlarla günü kurtarma siyasetiyle ülke yönetilemez.  Bunca olumsuz gelişmelere rağmen iktidar yanlısı medyanın halkımızı aldatmaya yönelik algı operasyonu içerisinde olması etik ve ahlaki değildir. Halkımız bu tür algı operasyonlarına tepkisiz ve düşünemez bir toplum haline getirilmek istenmektedir.  Saadet Partisi olarak doğrunun ve gerçeklerin her zaman sözcüsü ve savunucusu olacağız. Bu vesile ile gerçekleri hiçbir endişe duymadan dile getirmeye görev addediyoruz.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haberler