Şemsettin Bayram'dan

Şemsettin Bayram'dan

Türkçenin resmi dil olarak kabul edilişinin 731.yıl dönümü nedeniyle Şemsettin Bayram yazdı.

          Hiç şüphesiz, “İnsanların duyduklarını ve düşündüklerini bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma” dediğimiz dil, bir milleti ayakta tutan en önemli değerlerden biridir. Dil aynı zamanda bağımsızlığın kaynağıdır da. Bu meyanda, dili yabancı hâkimiyetine giren bir milletin bağımsızlığı düşünülmez. Şimdi dilerseniz Türkçenin resmi dil olarak kabul edildiği 1277’nin yıl dönümünde 2008’de dilimiz nereye gelmiş, ona bakalım.  
            Bir zamanların YOK Başkanı Sayın Kemal Gürüz “Türkçe bilim dili olamaz.” demiş ama bunu saymıyoruz. Bir sömürge gibi ilkokuldaki bebelere İngilizceyi zorunlu kılmışız bunu da saymıyoruz. Ancak “Bir dil bilen bir insan, iki dil bilen iki insan” diyeceksiniz. Diyebilirsiniz. Ama önce birinci dil, sonra ikinci dil desek bilmem duyar mısınız? Hele
Churchill’in “Çocuklara yalnız ana dillerini bilmedikleri zaman ceza verilebilir.” mantığını hiç algılayabilir misiniz, bilemiyorum.
Şimdi dilerseniz şöyle bir açılalım dil denizine, yüz yıllar sonra ulaştığımız engine!


            Aklı başı yerinde biri konuşuyor. “Atıyorum.” Aman ha, ne oluyor kardeşim? Ne atıyorsun, taş mı, laf mı, top mu? Gel, sen en iyisi top at. Bak, kaleci Rüştü bekliyor. Sahi, nereden çıktı bu “Atıyorum.” Söz gelişi, söz gelimi, gibi sözler varken bu anlamsız ifadeye neden gerek duyulur, bilinmez.


            Arapçada, Fransızcada sözcüklerin kimi erkek, kimi dişi diye geçer. Bizde de. İşte vitrinler: Kadın çorap, erkek gömlek, bayan pantolon, erkek ceket. Bazı ürünler ise yeni doğmuş olabiliyor: Bebek atlet, çocuk ayakkabı. Al bir bebek atlet, hormonla büyüt, giyin. Ucuza giyinmek işte bu. Yahu, bir “i”yi neden esirgiyorsunuz? “Kadın çorabı, bebek atleti..” deseniz diliniz aşınır mı?

Sahi bir harf neler değiştiriyor değil mi? Değiştirmez mi? Bakın bir de düzeltme işaretimiz var. 0 gariban da yerini pek alamıyor yazı dünyamızda. Efendim, ne gerek var ona? demeyin, dinleyin. 60’lı yıllarda bir genelge ile yaygın adı “şapka” olan bu işaretin kullanımı sona erdirilir. Bu sırada İstanbul’da bir iş adamı iflasın eşiğine gelir. Dostlarından yardım ister. Anadolu’dan bir dost yardıma koşar. Soluğu PTT’de alır. “Yaz, kızım.” der telgrafçı memura. Kız yazar, adam sözlerini şöyle bağlar:
“... Sana yardım ederim ancak karına da ortak olurum” Bizimki “kârına” der ama talimatı alan kızcağız işareti koymaz. Telgraf karşıya gider Sonra ne mi oldu? Tahmin etmek güç olmasa gerek.


            Efendim, yaralarımız bu kadar değil. İşte bir kangren daha. Doğudan gelen sözcükleri kendi ses yapımıza uyduruyoruz. Arap “Ahmed” diyor biz “Ahmet” diyoruz, bu çok doğal. Peki, Fransız “tren” derken biz “tiren” demiyor muyuz? Evet, öyleyse yazarken de neden “tiren” şeklinde yazmıyoruz. Batı’dan gelen sözcüklere bu imtiyaz neden? Ha, unutmayın İngiliz, Fransız’ın “ecole”ünü “School”a dönüştürmüş. Batılı “Kur’an” demiyor, “Koran” diyor. Bilmem bir şey anladınız mı? Hatırlatalım Atatürk: “Ülkesinin bağımsızhğını korumayı bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller hâkimiyetinden korumayı bilecektir.” Gördüğünüz gibi yüce önder, yabancı diller dedi. Sadece Arapça, Farsça demedi.


            Son olarak bir şeye değinelim. Yaşayan Türkçeden uzaklaşıp, Batı dillerinin hâkimiyetine girdikçe Türkî Cumhuriyetlerden de uzaklaşıyoruz. Oralarda “olanak” değil “imkan”, “yanıt” değil “cevap” kullanılıyor. Bana ne Türki Cumhuriyetlerden, bana ne milli benlikten diyorsanız buyurun “özel” yerine “spesifik”, “uyarıcı” yerine “doping”, “gösterim” yerine “vizyon”, bütünleşme” yerine “entegrasyon”u tercih edin. İlginç bir şeyle karşılaştığınızda kaplan hırlamasına benzer sesi “vaoo” kullanmanız da serbest. Çocuğunuz “h” sınıfı yerine “aş” sınıfında da okuyabilir. Varsın Yahya Kemal “Dil meselesi, Türk ruhu meselesidir.” desin. Varsın Konfüçyüs “ülkeyi hâkimiyet altına almak için işe önce dille başlarım.” desin. Siz işinize bakın, yolunuzdan dönmeyin!

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
32 Yorum
Eğitim