Mevlana'yı andık

Mevlana'yı andık

“Gönüller tahtının sultanı, iyilik ve hoşgörü mürşidi, sevginin güneşi ve asırların gördüğü en büyük veli” Mevlâna Celaleddin-i Rumî’yi andık.


Merkez İlköğretim Okulu öğrencileri, “Gönüller tahtının sultanı, iyilik ve hoşgörü mürşidi, sevginin güneşi ve asırların gördüğü en büyük veli” olarak isimlendirilen Mevlâna Celaleddin-i Rumî’yi doğumunun 800. yıldönümünde, düzenledikleri muhteşem bir etkinlikle andı.
UNESCO tarafından ilan edilen “2007 Dünya Mevlâna Yılı” nedeniyle düzenlenen program Milli Eğitim Müdürlüğü Salonu’nda gerçekleştirildi.
Akçaabat Kaymakamı Erol Özkan ve Milli Eğitim Müdürü Mehmet Salih Köse başta olmak üzere protokol mensuplarının, öğrenci velilerinin ve davetlilerin de yoğun ilgi gösterdikleri programın sunuculuğunu Saniye Özdemir ve Nurettin Örsel yaptı.
Mevlâna Celaleddin-i Rumî’nin 1207’de Afganistan sınırları içindeki Horasan’ın Belh şehrinde başlayan ve 1273 yılında Konya’da son bulan hayat hikâyesinin özetlenmesiyle başlanan programda ilahiler seslendirildi, sema gösterisi yapıldı, Mevlâna’nın öğretisinin aktarıldığı 3 bölümlük bir piyes sahnelendi
Cemal Zihni Erenel’in keman, Hüseyin Serdar Birinci’nin ud, Sefa Demirci’nin ney, Alperen Kalaycı’nın ritm, Hasan Can Topsakal’ın kudüm, Burak Damla Karaca’nın da zil çaldığı saz ekibinin görev yaptığı gece, Görsel Sanatlar Öğretmeni Temel Altuntaş’ın meşakkatli ve titiz bir çalışmayla ortaya çıkardığı dekorla da izleyenleri büyüledi.
Programın içerisine serpiştirilen 3 bölüm halinde sahnelenen piyeste öğretici görevini üstlenen Temel Altuntaş ve öğrencileri Saruhan Mehmet Aydın, Zehranur Hot, Bütül Hot, Bünyamin Akın, Deniz Pepe, Zeynep Boran ve Enis Şen, Mevlâna’nın, öğretisini yansıtan söylemlerini ince ayrıntılarıyla mükemmel bir şekilde izleyenlere aktardılar.
Ömer Faruk Altuntaş ile Ahmet Tarık Parlayan isimli öğrencilerin yılların semazenlerine nazire yapacak şekilde sema yaptıkları programda sahne adeta bir Mevlevi tekkesi görünümüne bürünürken; koro elemanları da özgün kıyafetleri ile bu görünümü destekleyen unsurlar arasında yer aldılar.
Programın en ilgi çeken bölümlerinden biri de 7 minik öğrencinin Mevlâna’nın 7 öğüdünü 7 ayrı dilde seslendirmeleri oldu.
İngilizce Öğretmeni Elif Çakmakçı’nın hazırladığı bu bölümde Emine Eslem Saraç Fransızca, Dilara Köşeli Almanca, Ulaş Aslan İngilizce, Yaren Kalafat Boşnakça, Berkant Doğuhan Şener Japonca, Yusufcan Köroğlu Arapça, Sıla Özer de Türkçe olarak Mevlâna’nın çağlar ötesinden gelen öğütlerini izleyenlerle paylaştılar.
Mevlâna kimdir?
Mevlâna, 1207 yılında bugün Afganistan'ın içindeki Horasan’ın Belh şehrinde, çilehanem dediği, dünyaya gelir. Babası “Bilginlerin Sultanı” unvanı ile tanınan Bahaeddin Veled’dir. Annesi Mümine Hatun’dur. Bahaeddin Veled Moğol tehlikesi nedeniyle Belh’ten ayrılıp önce Şam’a sonra Anadolu’da Lârende’ye (bugünkü adıyla Karaman'a) gelmiştir. Devrin büyük sultanı Alâeddin Keykubad onu Konya’ya davet etmiştir. Bahaeddin Veled 1231 yılında vefat etmiş ve Konya Sarayı'nın Gül Bahçesine defnedilmiştir.
Yetişmesinde büyük payı olan babasının ölümü Mevlâna’yı çok etkilemiştir. Çevresindekiler O’nu babasının varisi olarak görmüşler, onun etrafına toplanmışlardır.
Hayatının bu döneminde Mevlâna'yı derinden etkileyen ikinci insan 1244 yılında tanıştığı Tebrizli Şems'tir. Ancak Şems'in ani ölümü ile Mevlâna uzun yıllar inzivaya çekilmiştir. Babasının öğretileriyle şekillenen Mevlâna, Şems'le tamamlanmıştır. Sırasıyla Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi Şems'in yerini doldurmaya çalışmışlardır.
Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 1273'te Konya'da vefat etmiştir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haberler