Hikmet Yılmaz "Ben Hazırım"dedi

Hikmet Yılmaz "Ben Hazırım"dedi

MHP Trabzon milletvekili Aday Adayı Hikmet Yılmaz, “başı dik, sesi gür Trabzon için” yola çıktı

MHP Trabzon milletvekili Aday Adayı Hikmet Yılmaz, “başı dik, sesi gür Trabzon için” yola çıktı

BEN HAZIRIM

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müşaviri Hikmet yılmaz, Milliyetçi hareket Partisi (MHP)’nden milletvekili aday adaylığı için emekliye ayrıldı.

Ankara’da ziyaret ettiğimiz Hikmet Yılmaz’la siyaset ve adaylığı üzerine bir sohbet yaptık. Yılmaz’ın yönelttiğimiz sorulara verdiği cevaplar şöyle:

 

 

Mademki Akçaabatlı olarak Trabzon vekilliğine talipsiniz, öyleyse vekâletini istediklerinizin sizi tanıması için biraz kendinizden bahseder misiniz?

1999 ve 2002 yıllarında yapılmış seçimlerde de aday olarak görev yaptığım, bütün öğrenim hayatımın Trabzonda geçtiği ve her fırsatta bu güzel vatan köşesine geldiğim için belli bir oranda bilenler mevcuttur. Ancak bu vesileyle hakkımda bilgi vermekte yarar vardır. Buna katkı verdiğiniz için teşekkür ederim.

Ben 1961 yılında Akçaabat/ Trabzon’da doğdum.

1979 yılında Trabzon Lisesi'nden, 1983 yılında KTÜ İİB Fakültesi’nden mezun oldum. 1985’de Gazi Üniversitesi’nde mastır yaptım.

1985 yılında Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nda Denetçi Yardımcısı olarak göreve başladım. 1989 yılında Denetçi, 1999 yılında Başdenetçi oldum. Çeşitli kamu işletmeleri ve kurumlarında toplam 15 yıl TBMM adına denetim yaptım.

1992 yılında bir Devlet Bakanının Danışmanı olarak Kıbrıs’la ilişkiler ve başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere Türkiye'nin muhtaç ülkelere yaptığı insani yardımlarının koordinasyonu konularında çalıştım.

1996 yılında Yeminli Mali Müşavir olmaya hak kazandım.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığında, 2000- 2002 aralığında Teşkilatlandırma Genel Müdürü, 2002- 2005 aralığında APK Kurul Başkanı olarak görev yaptım. Aynı dönemde; Tarımda Yeniden Yapılandırma ve Destekleme Kurulu’nda üye olarak çalıştım. Karadenizbirlik, Tariş Pamuk, Fiskobirlik Denetim Kurulu üyesi olarak görev yaptım.

KTÜ Mezunları Vakfı, Devlet Denetim Elemanları Derneği, Karadeniz Yazarlar Birliği, Değerler ve Projeler Derneği, Türk Kızılay, İpekyolu Eğitim Vakfı gibi çeşitli sivil toplum kuruluşlarının kurucusu, yöneticisi oldum.

 Çeşitli gazete ve dergilerde yazılarım ve 1998 yılında bir kitabım yayınlandı. TRT dahil televizyon ve radyolara konuşmacı olarak katıldım.

1990 yılından beri evliyim ve iki evlat babasıyım.

2005 yılından beri bulunduğum Bakanlık Müşavirliği görevinden 10 Şubat 2015 tarihinde emekliliğimi talep ederek ayrıldım. Veee Trabzon’un özgün, başı dik ve sesi gür şehir olması için “BİZ HAZIRIZ, AMA SİZSİZ OLMAZ” diyerek yola çıktım.

Madem öyle, “NASIL BİR SİYASETÇİ” olmayı hedeflemektesiniz?

Sıradan siyaset dışına çıkmanın ülkemiz için Trabzon için şart olduğuna inananlardanım. Net bir şekilde somutlamak gerekirse, örnek siyasetçi rahmetli Adnan Kahveci gibi olmanın insanlarımızın yararına olacağını düşünmekteyim. Başka bir ifade ile;

- Bizi biz yapandeğerlertemelindeveevrenselölçütlerigözeterekinsanımızahizmetiçinsiyasetyapabilen,

- işinin erbabı ve ortak aklı kullanabilen,

- adalet duygu ve anlayışı gelişmiş ve bu çerçevede kalmayı asla ihmal etmeyen,

- siyaseteneldeedilengüçveyetkilerisilahgibikullanmayıpgörevvehizmetsorumluluğuolarakkabuleden,

-gerektiğinde siyasetten ayrılmasını bilen; yani "beni anam burada doğurmadı, babamın evinde doğurdu" diyebilen ve hizmet nöbetini devreden,

- dönüşüm ve gelişimden yana tutum ve eylem koyabilen,

- hakkına razı, paraya teslim olmayan, söylediğini kulağı duyan, yani  "eline, beline, diline hakim" olabilen,

- sorunlar karşısında, 'aaah Rabbim bana ne dertler verdin' diyen değil; 'eeey derdim benim yüce Rabbim var' diyebilen, SÖZDE DEĞİL; ÖZDE SİYASETÇİ, proje ve hizmet siyasetçisi olmayı hedeflemekteyim.

KISACASI; "...adaleti, iyiliği, yakınlara bakmayı..." asla unutmayan, "kötülük, fenalık ve azgınlık ..." yapmamayı hedef alan; yani bu kutsal öğüdü içselleştirmiş birsiyasetçi olmak niyazındayım. Benim siyasetçi için öngördüğüm siyaset şartnamesi budur.

Halk arasında yaygın haliyle, yalanla, çıkarla eşleştirilen politika konusunda ne düşünüyorsunuz; yalansız politika olur mu?

Yalansız politika olur, neden olmasın: Halka hizmet için yapıldığı bilinen politikanın yalansız olması için, seçmenin yalana prim vermemesi, hakkına rıza göstermesi yetmez mi? Hiç söylemesin demeyelim; ama yalanı yaşamla eşitlememesi gerekir. Politikadan yalanın silinmesi, seçimi yapanların iradesine ve erdem seviyesine bağlıdır. İşte bir fırsat daha; gelin bu seçimde, yalancılara geçit vermemek yürekliliğini sergileyelim. İşte meydan,  işte sandık; yalanı kovmak doğruyu şampiyon yapmak elimizde…

Esasen, ülkenin doğruya ve güzele ulaşabilmesinin yolu da siyasetten geçer. Siyaset demek hizmet demektir. Geleceğin hazırlanması, inşa edilmesi demektir. Dolayısıyla, hizmet üretmek ve geleceği inşa etmek becerisi olan insanların, halka hizmet demek olan siyasetten uzak olmaması arzulanır. Fakat bugün ülkemizde yaşanmakta olan siyasi çirkeflik ve kirlilik, nitelikli kişilerin siyaset dışında kalmasının önemli bir nedeni olarak görülmektedir. Ekseni para ve şahsi çıkar olan günümüz siyaseti, kişilerin gözünü haklı olarak korkutmaktadır.

Toplumu ve devleti yönetmek, halka hizmet etmek ve ülke sorunlarını omuzlamak demek olan siyasete, deneyimli ve beceri sahibi kişilerin katılmaması veya katılamaması, her şeyden önce millete büyük bir haksızlıktır. En çok ihtiyacımız olan insanları bir kenara koyma, yada onların kendilerini bir kenara çekmesine rıza gösterme gibi bir lüksümüz olamaz. Bu ülke büyümek istiyorsa, siyaseti üretken ve ufku olan insanları öne alarak destekleyip yetkilendirmelidir.

Anlaşılan siz ısrarla MHP’den siyaset yapmak istiyorsunuz. Bildiğimiz kadarı ile çizginiz hep bu yönde oldu. Size göre MİLLİYETÇİ HAREKETİN İKTİDARI MÜMKÜN MÜ?

En sonunda söyleneceği başta kısaca söylemek gerekirse; milletin iktidarı olmak için “emek vermek, gönlünü koymak, saygı göstermek” gerekli ve yeterlidir. Günümüz Türkiye’sinde insanımızın yaşadıkları, ülkemizin içinde bulunduğu bugünkü haller dikkate alındığında, çözüm ve hizmet için milliyetçi hareket kadrolarının en yakın seçenek olduğu açıktır. Milliyetçi Hareket sunduğu programı ve projeleriyle, ekibiyle, samimiyetiyle iktidara muktedir olabilecek bir siyasi harekettir.

Milliyetçi Hareketin siyaset ekibinin ve Ülkücülerin işi, bu ülkenin sorunlarının çözümlerini projelendirmek ve bu projeleri millete mal ederek hayata geçirmektir. Ülkemizdeki kaynak israfına, yozlaşma ve yolsuzluğa çare aramak, yılların başbelası işsizliğe ve gelir dağılımı adaletsizliğine çözüm bulmaktır. Adam kayırmacılık ve adaletsizliğe savaş açmak ülkücülerin onursal görevidir. Yeni ekonomik imkân ve kaynakların oluşturulmasını ve israfın önlenmesini projelendirip yoksulluğun çaresine sunmak vazgeçilmez amacıdır. Topluma adaletli hizmet sunabilen dinamik bir devlet ve lider ülke Türkiye, geleceğin yöneticisi ülkücülerin vizyonudur.

Milliyetçi Hareket kadroları ölümü paylaşarak,  binlerce şehit ve mağdur vererek bugünlere gelebildi. Böyle bir camianın, başaramayacağı bir mücadele yoktur. Ölümü dahi paylaşabilenlerin yapamayacağı bir şey olabilir mi? Bu inanç ve yüreklilikle siyaset yapılabildiğinde, MHP’nin tek başına iktidar olmaması için hiçbir neden yoktur.

Bütün ülkücüler bilir ve inanır ki; bu ülkede ülkücü olduğunu söylemeden ülkücü gibi yaşayanların, MHP’de toplanmaları ülkemiz ve milletimiz için önemli bir şans olacaktır. Bunun yolu da; çözüm önerileri, tavır ve hareketleri, samimiyet ve çalışkanlıkları ile milletimizin gönlünü kazanabilir ülkücülerden ve bu ülkücülerin MHP’de toplanıp lider ülke Türkiye hedefine birlikte yürümesinden geçer.

Zulmün ve yıkıcılığın, adaletsizlik ve tarafgirliğin kolgezdiği bugünlerde, her şeye rağmen MHP’nin, yapılacak bu seçimde insanımızdan destek alarak iktidara yürümesi mümkündür.

Siyasette alternatif arayışının yaşandığı günümüzde, güçlü bir siyasi alternatif olan MHP’nin ciddi bir potansiyele sahip olduğu herkesçe bilinmektedir. MHP, kendini yenileyip çalışarak, halkın siyasi alternatif arayışına cevap olabilir en şanslı partidir. MHP’nin tabanı ve millet, iktidarı üslenebilir ve bunu ısrarla isteyen bir MHP’yi umut ve heyecan ile beklemektedir.

Milletin partisi MHP’nin yegane gücü ve umudu, bizi biz yapan maddi ve manevi değerlerimizin menbaı olan Anadolu insanlarıdır. Milliyetçi Hareketin iktidarı için sadece onlar yeter. Yeter ki, biz bütün kapıları çalalım. Cömert ve hoşgörü sahibi Temellerin ve Fadimelerin gönülleri MHP ye açıktır.

Rehberi Allah kelamı ve akıl olan, adalet aşığı, işinin ustası, onurunun ve aşının eri, milletinin hizmetkârı insanlar buluşmadıkça, bu ülkede huzur ve zenginlik olabilir mi? Her şeye rağmen, önce ülkem ve milletim diyebilenleri yani Trabzonluları MHP de buluşmaya, elele vermeye davet ediyorum.

Biz hazırız, ama Trabzonlular olmadan olmaz. Çalışanlara, emeklilere ve diğer kesimlere hakları verilirken dirhemle tartan, kendi yandaşı zenginlere ve makam mevki sahiplerine bol kepçe verenlere, milletin kaynaklarını siyasi çıkarları uğruna şovda,  göz boyamada israf edenlere dur demenin tam zamanıdır. Lafa gelince, algı yönetimine dalıp milletten yana olduklarını haykıranlar, işe ve icraata gelince şirketten ve zenginden yana olanlar, sürekli yasaları ihlal edenleri torba yasalarla af edenler, milletin gözünden de, hesap günü sandıktan da kaçamaz.

Hırsızlarından tahsil edilemeyen elektrik bedelini, dürüst vatandaştan artık alamayacağı anlaşılınca, “şirketler zarar eder” gerekçesi ile yasa çıkarıp kaçak elektrik bedelini faturalara yedirmeye çalışan iktidarın şirket yandaşlığı, adaletsizliği bir kez daha deşifre olmuştur. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”

Lafa gelince milletin hesabı, icraata gelince şirketin karı diyen,

Allah ve İslamı dilinden düşürmezken, algı yönetimine dayanarak hükümet eden,

Kardeşlerim diye laflayıp insanlarımızı birbirine düşman eden, oy için gerilim yaratan,

Kayırmacılık ve yolsuzluğun her türünü icra ederken, boyun eğmeyenleri düşman ilan ederek bertaraf eden,

Velhasıl adını “adalet ve kalkınma” koyup insanımızın oyunu toplayarak, adalet ve kalkınmayı mum ışığında arattıran bugünkü iktidarı, daha fazla haram yemekten, günahkâr olmaktan kurtarmalıyız.

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Siyaset