Bir süre önce Trabzon'a gelen ve paraları olmadığı için ülkeleri olan Almanya'ya dönemeyen Heinz Wachter ve eşi Laura Wachter, Akçaabat ilçesinde oturdukları tek odalı evde, komşularının yardımıyla geçiniyor.
Heinz Wachter, tercüman aracılığıyla Sitemiz muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya'da tanıştığı Türk H.Y. ile birlikte iş yapmaya karar verdiklerini ve 1995 yılında bu kişi ile Trabzon'un Akçaabat ilçesinde restorant açtıklarını söyledi.

Bir süre işlettikleri restorantı, işlerin kötü gitmesi üzerine kapattıklarını belirten Wachter, ancak resmi olarak restoratta pay sahibi olmadığı için, iş yerinin açılışında harcadığı parayı, ortağının kendisine vermediğini iddia etti.
Restorantı kapattıktan sonra parasını almak için defalarca Trabzon'a geldiğini ancak bunu başaramadığını öne süren Wachter, ''Paramın ödeneceğinin söylenmesi üzerine 4 ay önce eşim Laura ile birlikte Akçaabat'a geldim. Ama yine paramı alamadım. Geri dönecek param da olmadığı için burada kaldık'' diye konuştu.
Laura Wachter de, Akçaabat'ta tek odalı bir evde yaşamaya çalıştıklarını belirterek, şunları anlattı:
''Burada olduğumuz sürede parkinson hastası olan eşim rahatsızlığı arttı ve yatalak durumuna düştü. Almanya'dan gelmeden önce yaptırdığımız tetkiklerde de eşimin beyninde tümör olduğu belirtilmişti. Ocak ayında tedavisi için Almanya'ya dönmemiz gerekiyordu ama dönemedik.''

-''KOMŞULARIMIZ YARDIM ETMESEYDİ EŞİM ÇOKTAN ÖLMÜŞTÜ''-

Laura Wachter, yaşadıkları tek odalı evde, komşularının kendilerini yardım elini uzattığını ifade ederek, ''Bizden haberdar olan komşularımız yiyecek veriyor. Onlar olmasaydı eşim çoktan ölmüştü'' dedi.
Bisküvi ve patatesle beslendiklerini anlatan Wachter, ''Ülkemize dönmemiz için belli bir para gerekiyor. Almanya'da bize yardım edecek kimse yok. Alman yetkililerin bize sahip çıkmasını istiyoruz'' diye konuştu.
Hainz ve Laura Wachter çiftinin komşuları ise, Alman çiftin durumların çok kötü olduğunu gördüklerini ve bunun üzerine aileye para ve gıda yardımında bulunduklarını belirterek, ülkelerine götürülmelerini beklediklerini söylediler.